Page 159 - Hz_Nuh
P. 159

158  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           Hz. Nuh’un davetine eşraftan ilgi duymayanlar, onun lider ol-
           mak amacıyla, fakir fukarayı kullandığını ve kendini onlara
           peygamber olarak tanıtarak üstünlük sağlamak istediğini id-
           dia etmiştir. Onlara: “Bu adam, içinizde üstün olmak isteyen,
           sadece sizin gibi sıradan bir insandır. Eğer Allah (elçi gönder-
           mek) isteseydi herhalde bir melek gönderirdi. Biz geçmiş atala-

                                          515
           rımızdan böyle bir şey duymadık.”  demiştir. Hz. Nuh’a karşı
           sergilenen bu tavır, yani insanların zayıflarının, gariplerinin
           ve fakirlerinin peygamberlere uymaları ve zenginlerin bu da-
           vetlerden uzak durmaları, tarihin her devrinde her peygam-
           bere karşı bir davranış şekli ve tepki sebebi olarak gerçekleş-
           miş, hemen hemen bütün peygamberleri reddetmek için de
           kullanılmıştır.  Nitekim  Hz.  Muhammed’e  gelen  vahiylerden
           de  zamanındaki  müşriklerin  kendisine  benzer  tavırlar  ser-
           gilediğini  görmek  mümkündür:  “Onlar  şöyle  dediler:  Bu  ne
           biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşı-
           yor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı
           olmalıydı!  Yahut  kendisine  bir  hazine  verilmeli  veya  içinden
           yiyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olma-
           lıydı…” 516

           Peygamberler, aldıkları ilahi görevi insanlara tebliğ konusun-
           da en büyük engeli toplumun ileri gelenlerinden görmüşler-
           dir. Onlar toplum içindeki statülerinin ve insanlar üzerindeki
           otoritelerinin  zarar  görmemesi  için  genellikle  kendilerine
           gönderilen bütün peygamberlere karşı tavır almıştır. İslam’ın
           ilk geldiği Mekke Dönemi’nde de Hz. Muhammed benzeri bir
           manzara ve tavır ile karşı karşıya kalmıştır. Bu husus şu tarihî
           rivayette daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır:
           Rum Kralı Heraklius, Arap Yarımadası’nda Hicaz bölgesinde
           ortaya çıkan İslami hareketten haberdar olduktan sonra Şam
           taraflarına ticari seyahat için gelen Ebu Süfyan Sahr b. Harb’i

           515   Mü’minun, 23/24.
           516   Furkan, 25/7-8.
   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164