Page 197 - Türk Ortodoks Patrikhanesi
P. 197

188                                           Dr. Mustafa  BAŞ


          olarak  yürüttüğü misyonerlik faaliyetlerinde de aynı baskı ve yıldırma
          metodunu  uygulamıştır.  Yapılan  çalışmaların  neticesinde  bu  boylara
          mensup bir çok Türk artık kendisini bir Rus olarak kabul etmeye baş­
          lamıştır. VI. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği
          Kurultayında Çuvaşistan Temsilcisi  Viocheslav Timofeyev,  bu  asimi­
          lasyonun hazin neticesini şöyle dile getirmiştir: " ... En ağır problemler­
          den  biri  de  bazı  Çuvaşlar'ın  asimileye uğrayarak kendilerini  bir  Rus
          olarak tanımalarıdır. Burada şaşılacak bir şey yoktur. Çünkü Resmi Rus
          ideolojisi buna yardımcı oluyor. Bazı sayımlara göre bugün Çuvaşlar'ın
          sayısı 3  milyonu aşkın olmalıydı. Fakat düşündüğümüz gibi 3 milyona
          yakın Çuvaş asimile olarak Rus olmuşlardır ... " (91)
                     .
             Rus Ortodoks Patrikhanesi, Fener Patrikhanesi karşısında özellikle
          1 9 . yüzyıldan itibaren devamlı olarak yükseliş kaydeden bir trentle güç
          kazanmaya başlamış, hatta zaman zaman kendisini İstanbul  Patrikha­
          nesinin,  dolayısıyla Ortodoks  aleminin  hamisi  konusunda  görmüştür.
          Moskova,  İstanbul'un Fethinden  sonra  itibar  kaybettiğini  düşündüğü
          Fener'in yerine kendinden "Üçüncü Roma" olarak bahsetmeye, Bizans
          Kilisesi' nin unvanını kazanmaya çalışmıştır.  Bu  nüfuz rekabeti  bitme­
                                                 B
          miş, gizliden gizliye süregelmiştir.  Sovyetler  i rliği döneminde Mos­
          kova Patriği  Dimen, bu rekabetin göstergesi  olarak Gürcistan Patriği­
          nin  derecesini  9. sıradan 6. sıraya yükseltmiş, Fener Patriği Dimitrios
          ise buna Fener Patrikhanesinin otoritesine karşı çıkmak olarak değer­
          lendirmiş ve sert tepki göstermiştir (92) .
             Sovyetler Birliği  döneminde  etkin  gücünü  yitirmiş  olmasına rağ­
          men, Moskova Ortodoks Patrikliği, İstanbul Patrikliğinin yapmış oldu­
          ğu birlik konferanslarını dikkate almaksızın, 1 9 69 yılında cemaatini Ka­
          toliklere açmış,  1970 yılında da Amerika'da bağımsız Ortodoks Kilise­
          sini  kurmuştur.  Moskova  Patrikliği, yapmış olduğu bütün icraatlarını
          "Ortodoks Birliği"ne danışmadan yapmış, bu hareketiyle de Patrik At­
          hanegoras' ın başlattığı konsil öncesi gelişmeleri çiğnemiş, bağımsız ha­
         reket ederek kendini Ortodoks hareketin üzerinde görmüştür (93 l.


          (91)  VI. T.D.T.D.K.İ.K, Konuşma, Bildiri, Karar Metinleri ve Kurultay Tutanaklan. Ankara  1999,
             453.
          (92)  Bkz. Şahin, 308.
          (93)  Bkz. Aydın, "Doğu Batı Hıristiyanlığı", 147.
   192   193   194   195   196   197   198   199   200   201   202