Page 202 - Türk Ortodoks Patrikhanesi
P. 202

Türk Ortodoks Patrikhanesi                              193

              Ürgüp yöresindeki Ortodoksların örf,  adet ve gelenekleri anlatılır­
          ken, düğün merasimi, kız istenmesi, gelinin eve girmesi ile ilgili motif­
          lerin  bugün  hala Anadolu'da  yaşayan  gelenekler  olduğu  görülmekte­
          dir( 98) .  Gerek bu gelenekler, gerek kullanılan dil, aile  ve  şahıs  isimleri
          itibariyle Rumlar'dan farklı oldukları görülmektedir.
             Türk Ortodoks patrikhanesinin dini konularda Rum Ortodoks Pat­
          rikhanesinden  ayrıldığı  en  önemli  farklılık dil  konusudur.  Türk  Orto­
          dokslar, tarih boyunca ibadetlerini hep Türkçe  ile yapmışlar, Rumca'yı
          öğrenememişlerdir.  Rumca'yı  öğrenme  zorluğunu  Zincidere  Manastı­
          rındaki eğitim faaliyetlerini anlatırken Stamatopoulus  şöyle dile getir­
          mektedir:  "Türkçe konuşan  kızlar Yunanca öğrenmekte başarısızdılar.
          Öyle  ki  tatiller bitip Zincidere  okuluna geri  döndüklerinde, onlar ko­
          nuştuğu  Yunanca'nın  bir  kelimesini  anlayamaz  duruma  geliyorlar­
          dı."( 99)  Tarihi kaynaklar bize çok açık olarak bu insanların dini hayatla­
          rını devam ettirebilmeleri  için  yazılmış Türkçe din kitaplarının varlığını
          bildirmektedir( lOOl. Bir dörtlükte içinde bulundukları bu durumu şöyle
          dile getirmektedirler.
             "Kerçi Rum  isek de Rumca pilmez Türkçe  söyleriz,
             Ne Türkçe yazar okuruz ne de Rumca söyleriz.
             Öyle bir mahludi hattı tarikatımız vardır
             Hurufumuz Yunanice Türkçe meram eyleriz( 101 J.
              Papa Eftim, milli idealinin bir neticesi olarak yıllardan beri  yap­
          mak  istediği  bir  uygulamayı  hayata  geçirmek  istemiş,  bütün  kutsal
          ayinlerde okunan duaları ve ilahileri Türkçe 'ye çevirerek bir ayin esna­
          sında cemaatin tepkisini ölçmek için okumuş ve olumlu tepki almıştır.
          Daha  sonra  bütün  ayinleri Türkçe  ile  icra etmeye  başlamıştır.  Bunun

          (98)  Görücü usulü ile kız istenmesi, nişan için gidildiğinde hediyelerin götürülmesi, nişanlılık sü­
             resi esnasında nişanlıların, ancak bir akraba yanında görüşmeleri,  gelinin eve girerken kuca­
             ğında çocukla girmesi, gerdekten sonra çömlek kırılması gibi gelenekler halen Anadolu'da de­
             vam eden geleneklerdir. (Bkz. Stamatopoulos, 33-35.)
         (99)  Stamatopoulos, ı 8.
         (  100)  Bkz. Eröz, 35-42.
         ( 10ı)  Eröz, 42.
   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206   207