Page 63 - islam tarihi ve tarihcileri.indd
P. 63
İslam Tarihi ve Tarihçileri | 63
Abbasi asrında tercüme hareketi canlandığın-
da çok kimse, Arapça ile birlikte Farsça, Yunanca ve
Hintçe gibi değişik dilleri konuşuyorlardı. Bu kişiler,
içinde bulundukları konum itibarı ile değişik milletle-
rin tarihlerine de muttali olmuşlar ve bunları Arapça’ya
nakletmişlerdir. Bütün bu kitaplar, Arapça konuşanların
elinde değişik milletlerin haberleriyle ilgili kaynakları
oluşturmuştur. Bunlar, Taberi ve Taberi’den sonra
gelenler için başvurulan kaynaklar olmuştur.
3- Kur'an, Yahudi, Hıristiyan, Sabii ve Mecusi'le-
rin haberlerinden bir çoğunu içermektedir. Bu bilgileri
öğüt olması açısından kısa ve öz olarak vermektedir.
Müfessirler, bu konuların açıklamalarını genişletmek
istemişlerdir. Müfessirlerin ellerindeki Yahudi, Hıristi-
yan ve bunların dışındaki dinlerle ilgili bilgiler ise, Tev-
rat, İncil, bunların şerh ve haşiyelerinde yazılı olanlardı.
İbn-i Nedim Müslümanların bildiği, Yahudi ve
Hıristiyanlara ait Arapça’ya tercüme edilen birçok kita-
bın varlığını bildirmektedir.
Bütün bu bilgilere ilave olarak; Yahudi ve Hıris-
tiyanlardan birçok kimse, Müslüman olmadan önceki
geniş bilgileri zihinlerinde taşıyarak İslam'ı kabul et-
mişlerdir. Kur'an, bu insanlardan bazısını "Kendilerin-
de Kitap ilmi olan kimseler" olarak tanımlamıştır. Bun-
ların ve sonrasında gelenlerin ilmi, tarihçilerin Yahudi,
Hıristiyan ve bunların dışındaki milletlerin tarihini ya-
zarken dayanakları olmuştur. Tarihçiler, Yahudi ve Hı-
ristiyan asıllı olup İslam’ı kabul etmiş olan kimselerden
bilgileri nakletmişler ve kitaplarına almışlardır. Buna
örnek olması açısından daha önce İbn-i İshak'ın
Tevrat'tan nakilde bulunduğunu görmüştük.
Eğer biz Taberi'nin “Tarih EI-Ümem Vel- Mü-
luk” isimli kitabını incelersek, bu kitapta her milletin
haberlerini rivayet edenleri, Taberi’ye ulaşıncaya kadar