Page 65 - islam
P. 65
40 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
dadan hareketle İslam, Yahudilik ve Hıristiyanlığın orijinal
olan taraflarını ve kendi ölçülerine uyan kısımlarını kabul
ederken, yanlış gördüğü alanları eleştirir. Bu eleştirilerinde
onların asli özelliklerini kaybetmiş ve kutsal kitapları tahrif
edilen ilahî kaynaklı dinler olduğu gerçeğini de ilan etmekten
uzak durmaz. Buna karşı hem Yahudiler hem de Hıristiyan-
lar, kutsal kitabı ve Peygamber’iyle birlikte İslam’ı bütünüyle
reddederler. Bu bağlamda onlar, kendileriyle ilgili tahrif itha-
mından dolayı İslam karşıtlığında birbiriyle daha kolay anla-
şabilmekte ve tavır koyabilmektedir.
İslam; Yahudilik ve Hıristiyanlığın özü ve kaynağı itibarıyla
aynı olduğunu kabul ettiği ve Allah katındaki isminin İslam
olduğunu belirttiği hâlde, onların tarihî süreçte yaşadıkları
bozulmaya paralel olarak Yahudilik, Hıristiyanlık gibi farklı
isimler almasından rahatsız olmaz ve onların dinlerine ver-
dikleri yeni isimleri, onları tanıtma adına kullanmaktan çe-
kinmez. Hatta bu yeni isimleri bozulma sürecinin bir ürünü
olarak hatırlatır. Yahudilere gönderilen bütün peygamberleri,
peygamberler zincirinin birer halkası olarak saygıya layık bu-
lurken, Yahudilerin gayrimeşru ilan ettikleri, Hıristiyanların
tanrılaştırdığı Hz. İsa’yı da Allah’ın Yahudi toplumuna gön-
derdiği bir peygamber olarak tanımlar.
Kur’an-ı Kerim, diğer ilahî dinlerle arasındaki ortak değerlere
dikkat çekmek, yanlışa düştükleri temel alanları düzeltmek
amacıyla şöyle bir öneride bulunmaktadır: “De ki: ‘Ey Ehl-i Ki-
tap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin: Yalnız
Allah’a ibadet edelim, ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Al-
lah’ı bırakıp da içimizden bazıları diğer bazılarını Rab edinme-
sin…” (Âl-i İmrân, 3/64).
Aynı şekilde Kur’an-ı Kerim, Ehl-i Kitap olarak isimlendire-
rek özel bir yer verdiği Yahudilik ve Hıristiyanlığın yanında
Sabiilik ve Mecusiliğin adından söz etmesine rağmen, Uzak
Doğu dinleri olarak da isimlendirilen Hinduizm, Budizm, Ca-