Page 312 - islam
P. 312

Allah Katındaki Din: İSLAM  287


           hiy o zaman gelmiştir. Hatta Hz. Muhammed’in çok istediği,
           ona çok muhtaç olduğu zamanlarda vahyin gelmediği olmuş-
           tur.
           Vahiy, normal şartlarda bir insanın tahammül gücünün üs-
           tünde manevi bir iletişim ve etkileşim şeklidir. Hz. Muham-
           med çeşitli vesilelerle ona hazırlanmıştır. Buna rağmen o ilk
           vahiyden  sonra  tekrar  vahiy  geldiğinde  yine  üzerinde  aynı
           ağırlıkları  hissetmiş,  daha  sonra  Cebrail’in  gelmesinin  tesi-
           riyle soğuk günlerde bile alnından terler akmıştır. Bu hâli Hz.
           Ayşe validemiz “Çok şiddetli soğuklarda kendisine vahiy geldi-
           ğinde, bu durum sona erince alnından iri ter taneleri boşanır-

           dı.” şeklinde tarif etmiştir (Müslim, Fezâil, 86).
           Vahiylerle gelmiş olan bilgiler, genellikle akıl üstü bir özellik
           arz eder. Bunlar saf aklın sahası dışında olduğu kadar, duy-
           gunun da sahası dışındadır. Vahiy başlangıçta Hz. Peygamber
           için de biraz şaşırtıcı olmuştur. Vahiy geldikten sonra onları
           insanlara eksiksiz nakledebilmek için kelime kelime tekrar
           etmek  mecburiyetinde  kalmıştır.  Allah  ayetlerini  kendisine
           öğretip açıklayacağına dair kesin emir verinceye kadar (Kıyâ-
           me, 75/16-19) o, bu usulü devam ettirmiştir.
           Hz. Peygamber, nazil olan ayetler karşısında son derece say-
           gılı bir tutum içerisinde olmuş, onların Allah’ın sözü olduğu
           konusunda  en  ufak  bir  şüpheye  düşmemiştir.  O,  Allah  neyi
           vahyetmiş ise insanlara onu nakletmiş, gelen vahiy üzerin-
           de herhangi bir düzenleme, yorum, değişiklik yapmaya niyet
           bile etmemiştir. Zaten o da bu konularda Allah tarafından ke-
           sin olarak uyarılmıştır (Hâkka, 75/44-47).
           Hz. Peygamber vahyi aldıktan sonra, dünyada kendisini hiç-
           bir kuvvetin engelleyemeyeceği düşüncesiyle, tebliğ görevini
           yerine getirmiştir. Şu ayet onun bu konudaki görev ve sorum-
           luluğuna işaret etmektedir: “Ey Peygamber! Rabbinden sana
           indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan onun mesajını ilet-

           memiş  olursun.  Allah  seni  insanlardan  koruyacaktır…”  (Mâi-
   307   308   309   310   311   312   313   314   315   316   317