Page 274 - islam
P. 274
f- Kadın ve Kadın Hakları
İnsanlar, aile ortamında, yaşadıkları toplumun en küçük bir
bireyi olarak birbirlerine karşılıklı imkân, hak ve sorumlu-
luklarla iç içe yaşar. Fiziki ve ruhi özellikler, aile içi ve dışı
görevler, taraflar arasında hep doğal bir zeminde yerini bu-
lur. Erkek genellikle dış hizmetlerle uğraşırken, kadın çocuk
yetiştirmek başta olmak üzere eğitim ve ev işlerine daha fazla
zaman ayırmak zorunda kalır. Bu anlamda her iki tarafın di-
ğeri aleyhine üstünlük ve ayrıcalıklı bir hak iddiası mümkün
olamaz. Zira burada biri diğerine göre önemsiz değil, tam
aksine biri olmadan diğerinin olamayacağı gibi bir gereklilik
söz konusudur.
Bütün bu zorunluluklara rağmen tarihte ve günümüzde ka-
dın erkek eşitliği hiçbir dönemde beklenen ve arzulanan dü-
zeyde olmamıştır. Her dönemde fizik gücü ön plana çıkmış,
bütün incelik ve zarafetine rağmen kadın hep ikinci planda
kalmıştır. Hatta kadın, çoğu zamanlarda sıradan bir eşya ko-
numuna düşürülmüş, yaratılıştan gelen bütün özlük hakla-
rından mahrum edilmiştir. İnsanlığın ortak paydası olan akıl
ölçülerine riayet edildiğinde erkeğin ve çocuklarının anne-
si olmasına rağmen kadın hep mağdur olan taraf olmuştur.
Kadın hakkındaki bu geleneksel tavır, tarihî olaylara paralel
olarak dinlerin pratiklerine de yansımış, Yahudilik ve Hıris-
tiyanlıkta o, günahkâr ve günahın azmettiricisi olarak kabul
edilirken, Hinduizm’de ölen kocasının yanında canlı canlı ya-
kılmaya mahkûm edilmiştir.