Page 271 - islam
P. 271

246  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           güvene dayalı bu doğal ilişkinin herhangi bir gerekçeyle bo-
           zulmaması çok önemlidir. Hangi şartlarda ve hayatın hangi
           evresinde olursa olsun aile bireyleri, bu birlikteliği olumsuz
           etkileyecek nefsi ve haricî etkenlere karşı duyarlı olmak zo-
           rundadır. Bu durum hayatın devamlılığı ilkesi gereğince hem
           sosyal bir ihtiyaç hem de dinî bir zorunluluktur. Her Müslü-
           man’ın son hedefi olan cenneti, anne sevgisi ve ona duyul-
           ması gereken saygıyla bütünleştiren Hz. Peygamber, fiilî uy-
           gulamaları ve sözlü tavsiyeleriyle bu hususun dinî ve sosyal
           konumuna dikkat çekmiştir. Bunlardan en çok bilinen bir ha-
           disi şerife göre o, “Cennet annelerin ayağı altındadır.” (Kuzâî,
           Müsnedü’ş-Şihâb, I, 102, no: 119; Nesâî, Cihâd, 6) buyurarak
           bu hassas dengeye, anne sevgisinin dünya ve ahiret mutlulu-
           ğu boyutuna işaret etmiştir.

           Kur’an-ı  Kerim’de  anne-baba  ve  çocuklar  arasındaki  ilişki-
           lerin en üst noktasına ve uygulamanın nasıl olacağına işaret
           edilerek şöyle buyrulmaktadır: “Rabbin sadece kendisine kul-
           luk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. On-
           lardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile
           deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.
           Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. Rab-
           bim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse

           şimdi sen de onlara merhamet göster.” (İsrâ, 17, 23-24).
           Bu ayeti kerimede, aynı zamanda insanın çocukluk dönemine
           dikkat çekilmektedir. Zira çocuk henüz hayata yeni gözlerini
           açtığı için her şeyi yeni yeni öğrenmekte ve geçmişe ait bir
           tecrübe ve birikimi bulunmamaktadır. Oysa yaşlılar geçmiş-
           te uğruna her fedakârlığa katlandıkları çocuklarının yanın-
           da  şimdi  güçsüz  düşmüş,  onların  ilgi,  sevgi  ve  şefkatlerine
           muhtaç olmuşlardır. Onlar geçmişte, hayatta karşılaşacakları
           problemlerin çözümünde her şeye güçlerinin yeteceğine olan
           inanç  ve  tecrübenin  yanında  bugün  başkalarının  katkı  ve
           desteğine muhtaç olmanın psikolojik çöküntüsünü ve ezik-
           liğini yaşamaktadır. Bu bakımdan Yüce Allah, yaşlıların pek
   266   267   268   269   270   271   272   273   274   275   276