Page 273 - islam
P. 273
248 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
İslam, mali imkânları iyi ve dinen zengin sayılan kimseleri fa-
kirlere zekât vermekle yükümlü kılarken (bk. Tövbe, 9/60)
kişinin kendi anne-babasına ve çocuklarına bakmasını farz
kıldığı için, onlara zekât vermesini istememiştir.
İslam, her anne-babayı aynı zamanda toplumun yaşlıları ola-
rak kabul etmekte ve onlara sevgi, saygı ve yardımı emret-
mektedir. Küçüklere sevgi konusunda ne kadar şefkat telki-
ninde bulunmuş ise, yaşlılara da o kadar saygı ve merhamet
gösterilmesini tavsiye etmiştir. Çocukların geçmişle ilgili çok
fazla birikim ve tecrübelerinin olmamasına karşılık akıl sağ-
lığı yerinde olan yaşlıların, geçmişi hatırlamaları ve başka-
larına muhtaç duruma düşmeleri onları çok üzmektedir. Bu
durum, onlara hizmet edecekler için benzeri bir durumun ge-
lecekte kendi başlarına gelebileceği dolayısıyla ayrı bir ibret
konusudur. Hz. Peygamber gençleri yaşlılara hizmete teşvik
konusunda şöyle buyurmuştur: “Herhangi bir genç, yaşından
dolayı bir ihtiyara saygı gösterirse, Allah da ihtiyarladığında
ona hizmet edecek kimseler var eder.” (Tirmizî, Birr, 75).
Mekke’nin fethi esnasında, Hz. Ebu Bekir yüz yaşına yaklaşan
babası Ebu Kuhafe’yi Hz. Peygamber’in huzuruna götürür.
Bunun üzerine Hz Peygamber ona: “Yaşlı babanı buraya ka-
dar yormayıp evinde bıraksaydın ben onu ziyaret ederdim.” bu-
yurur. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir “Onun size gelmesi daha
uygundur.” diye cevap verir .(İbn Hanbel, VI, 350)