Page 258 - islam
P. 258
Allah Katındaki Din: İSLAM 233
İslam gayrimeşru birleşmeleri yasaklamış, bu yasaklara uy-
mayanlara cezai müeyyideler koymuştur. Cahiliye Dönemi’n-
de kadın, sadece çocuk doğurduktan sonra aileye alınmasına
karşılık İslam’da nikâh ile aile kurumunun asli unsuru hâline
gelmiştir.
İslam evliliği kolaylaştırmış, özendirmiş ve teşvik etmiş, gü-
nümüzde bilinen ve uygulanan nikâh tarzının dışındaki nikâh
şekillerini yasaklamıştır. Hz. Peygamber Veda Hutbesinde aile
reisi sıfatıyla erkekleri muhatap alarak şu uyarıyı yapmıştır:
“Kadınlar hakkında Allah’tan sakının. Çünkü kocaları onları
Allah’ın bir emaneti olarak almışlar ve Allah’ın adıyla (nikâh
kıyarak) onları kendilerine helal kılmışlardır.” (Müslim, Hac,
147). Bu hadisten de anlaşıldığına göre, bir erkek ile bir kadın
arasında haram olan her şey nikâhla birlikte helal olmaktadır.
Nikâhta esas olan ölünceye kadar devamlılıktır. Eşler bu de-
vamlılığı sağlama konusunda azami özen göstermek zorun-
dadır. Farklı kültür ve coğrafyalardan, belli bir olgunluk ve
yaştan sonra evlenen/bir araya gelen çiftlerin, evliliğin baş-
langıcında bazı uyum sorunları yaşamaları muhtemeldir. Bu
hususa işaret eden Cenâb-ı Allah: “Hanımlarınızla güzel bir
şekilde geçinin. Kendilerinden hoşlanmadıysanız, bilin ki, sizin
hoşlanmadığınız bir şeyde Allah, birçok hayırlar takdir etmiş
olabilir.” buyurmuştur (Nisâ, 4/19).
İslam dini, ailenin kutsal bir kurum olduğunu, fert ve toplum
için hayati bir önem taşıdığını vurgulayarak anlık kararlar-
la bozulmamasını ister. Eşlerin kendi aralarındaki sorunları
karşılıklı anlaşarak çözememeleri durumunda, güven duyu-
lan aile yakınlarının devreye girerek bu kutsal kurumun de-
vamına katkı sağlamalarını tavsiye eder. Kur’an-ı Kerim’de:
“Eğer karı ile kocanın aralarının açılmasından korkarsanız,
erkek tarafından bir, kadın tarafından bir hakem gönderin.
İki taraf da barışmak isterse, Allah onları uyuşmağa muvaffak
eder…” buyrulmaktadır (Nisâ, 4/35).