Page 196 - islam
P. 196
Allah Katındaki Din: İSLAM 171
gamber (Fetih, 48/2) bir insan olarak bu gün ve gecelere özel
bir hassasiyet göstermiş, Yüce Allah’a kulluk görevlerini yeri-
ne getirmeye gayret etmiştir. Dolayısıyla Müslümanların onu
örnek almaları ve bu gecelerden gafil olmamaları, bunlardan
bir fırsat olarak yararlanmaları gerekir.
Dinî Bayramlar
Toplum ve birey düzeyinde, meşru ölçüler çerçevesinde ey-
lenmenin insani bir ihtiyaç olduğuna inanan Hz. Peygamber,
Medine’ye hicret ettikten sonra halkın iki bayram kutladıkla-
rına şahit olmuştur. Müslümanların da sosyal bir olgu olarak
benzeri bayram arzularını karşılamak üzere: “Allah, sizin için
o iki günü daha hayırlı iki günle, Kurban ve Ramazan bayram-
ları ile değiştirmiştir.” (İbn Hanbel, III, 103) buyurmuştur. Bu
bayramlardan birisi İslam’ın beş önemli farzından birisi olan
ramazan orucu, diğeri de hac ibadeti ile ilişkilendirilmiştir.
Böylece sosyal bir ihtiyacı karşılamak üzere gerçekleştirilen
bu iki bayrama manevi bir özellik kazandırılmış, Müslüman-
lara toplum olarak maddi ve manevi yönden mutlu olabile-
cekleri, gülüp eğlenebilecekleri iki gün belirlenmiştir.
Dinî ve sosyal boyutu olan Ramazan ve Kurban Bayramları-
na, Hz. Peygamber zamanında (asr-ı saadette) musalla (na-
mazgâh) adı verilen geniş bir alanda, kadın erkek her Müs-
lüman’ın katıldığı bayram namazları ile başlanmıştır. İlk bay-
ram namazı, hicretin ikinci yılında, zilhicce ayının onuncu
günü Kurban Bayramında kılınmıştır. Bayramlarda ilk Müs-
lümanların “Allah bizden ve sizden kabul etsin.” şeklinde bay-
ramlaştıkları rivayet edilmektedir.
Hz. Peygamber, Kurban Bayramlarında, bu bayrama mahsus
olmak üzere, Allah’ın emrini yerine getirmek ve insanların
birbirleriyle kaynaşmasına vesile olmak için, musallada ken-
di kurbanını kendisi kesmiştir.