Page 193 - islam
P. 193
168 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
aranmasını tavsiye etmiş ve kendisi de bugünlerini itikâfa gi-
rerek ibadetle geçirmiştir.
Peygamberler tarihinde hemen hemen bütün peygamberler
tarafından önemsenen günlerden birisi de muharrem ayının
onuncu gününe karşılık gelen “aşure” günüdür. Aşure günü,
Hz. Âdem’in tövbesinin kabul olduğu, Hz. Nuh’un gemisinin
Cudi Dağı’nda karaya oturduğu, Hz. Musa’nın Kızıldeniz’i ya-
rarak kavminin ve kendisinin Firavun’dan kurtulduğu ve Fi-
ravun’un boğulduğu vs. gün olarak hep önemsenmiştir. Hz.
Peygamber Medine-i Münevvere’ye hicret ettiği zaman Ya-
hudiler aşure gününde oruç tutuyorlardı. O, bunun sebebini
sorduğunda Hz. Musa ve Yahudilerin Kızıldeniz’den kurtul-
dukları günün anısına böyle yaptıklarını söylediler. Bunun
üzerine Hz. Peygamber “Biz Hz. Musa’ya sizden daha yakın
ve onun sünnetini yaşatmaya sizden daha çok hak sahibiyiz.”
(Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm, 127) diyerek o gün oruç
tuttu. Müslümanlar da onun sünnetini yerine getirmek adı-
na aşure gününü oruçlu geçirmeye başladılar. Hz. Peygamber
Müslümanların Yahudilere benzememek adına, bunun bir
gün evveline veya sonuna ilave etmelerini ve iki gün oruç tut-
malarını tavsiye etti.
İslam kültüründe bunlara ilave olarak cuma günleri, pazarte-
si ve perşembe günleri de mübarek sayılmaktadır.
Mübarek Geceler
Mübarek gün kavramı bazı durumlarda mübarek gece kavra-
mını da içine almaktadır. Her günün sonunun gece veya her
gecenin sonunun gündüz olduğu düşünüldüğünde bunları
birbirinden bağımsız düşünmek mümkün değildir.
Hz. Peygamber’in ramazan ayının son on günü ve gecesini
itikâfta geçirdiği düşünüldüğünde, ibadetle geçirilmesi gere-
ken kutsal gün ve geceler arasında bunları özellikle anmak
gerekmektedir.