Page 189 - islam
P. 189

164  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           ihramı giyen insanlar dünyaya ait her türlü maddi kazanım,
           sıfat ve statülerinden arınmış olarak, kefen görünümlü beyaz
           bir örtüye bürünür, tamamen ilahî hükme hazır bir görüntü
           verirler.  İhram,  önceden  kişiye  helal  veya  mubah  olan  hu-
           suslarda belli bir süre uyulması gerekli kurallar ve yasaklar
           getirir. Aynı duygularla Arafat’ta vakfede Allah’ın huzurunda
           bulunan milyonlarca insan, sadece O’na yönelir, O’na yalvarır
           ve O’nun rahmetini, merhametini, bağışlamasını diler.
           Hz. Peygamber “Hac Arafat’tır.” (Tirmizî, Hac, 57) buyurarak
           hem haccın buradaki meşakkatine hem de sevabın en çok ol-
           duğu yerin Arafat olduğuna dikkat çekmektedir. Haccın farz-
           larından olan vakfe, arife günü zeval vaktinden itibaren ak-
           şam güneş batıncaya kadar Arafat bölgesinde bulunarak ger-
           çekleştirilmektedir. Bayramın ilk günü tan yerinin ağarması-
           na kadar da orada kalınabilmektedir. Kurban Bayramı’nın ilk
           günü fecr vaktinden itibaren güneşin doğmasından öncesine
           kadar belli bir süre vakfe yapmak da vaciptir.
           Hacerü’l-Esved’den başlanarak Kâbe etrafında yedi kere dön-
           mek şeklinde gerçekleştirilen “tavaf”, haccın en önemli iba-
           detlerinden  birisidir.  Farz  olarak  yapılması  gereken  ziyaret
           (ifada) tavafı, Arafat vakfesinden sonra, Kurban Bayramının
           birinci günü tan yerinin ağarmasından itibaren başlar, kur-
           ban kesme günleri olan bayramın üçüncü günü güneş batın-
           caya kadar yapılabilir. Nafile olarak yapılan tavaf için özel bir
           zaman tahsissine gerek yoktur. Kulun Allah’ın yüceliğini itiraf
           ve onun rızasını kazanma konusunda itaatinin göstergesidir.
           Tavaf aynı zamanda, kâinatın ve yaratılışın özeti, teslimiyetin
           ve ilahî kadere boyun eğmenin sembolü sayılır.
           Safa ve Merve Tepeleri arasında yapılan “say”, Hz. Hacer’in
           çevresinde insan ve yaşam malzemesi aramasının sembolik
           bir  uygulamasıdır.  Rivayetlerde  yanlarındaki  suyu  tükenen
           Hz. Hacer’in su bulmak için bu iki tepe arasında yedi sefer
           gidip geldiği söylenir. Hatta zemzem suyunun bu sırada keş-
           fedildiği rivayet edilir.
   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193   194