Page 169 - islam
P. 169
144 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Bunların yanında Cuma namazı kılmak için vakit, cemaat
(imamın dışında en az üç kişi), şehir veya şehir hükmünde
bir yer olması, cami, devlet başkanı veya temsilcisi tarafında
izinli kişilerce kıldırılması, hutbe okunması gibi şartlar da bu-
lunmaktadır.
Cenaze Namazı
İnsan istediği zaman, istediği coğrafyada, istediği zaman di-
liminde ve istediği milletten dünyaya gelme şansına sahip
değildir. Bu mutlak kader olup kulun bunu bilmesi ve değiş-
tirmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde insan ne zaman ve ne-
rede öleceğini de bilemez. Kur’an-ı Kerim’de belirtilen “Her
canlı ölümü tadacaktır…” (Âl-i İmrân, 3/185; Enbiyâ, 21/35;
Ankebût, 29/57) ilahî hükmü, “… Hiç kimse nerede öleceği-
ni bilemez…” (Lokmân, 31/34) ayeti ile nerede ve ne zaman
gerçekleşeceği gizli tutulmuştur. Dolayısıyla insan bu konuda
ilahî takdire boyun eğmek durumundadır.
İnsan dünya hayatında sınanmak, denenmek, imtihan edil-
mek için yaratılmıştır. “Ant olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla;
mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız.
Sabredenleri müjdele.” (Bakara, 2/155) ayeti “Hanginizin dav-
ranışça daha iyi olduğunu deneyerek göstermek için ölümü ve
hayatı yaratan odur…” (Mülk, 67/2) ayeti ile insanın bu özel-
liğine dikkat çekmektedir.
İslam insanın dünya hayatını, hırsını ve hayatındaki aşırılık-
ları kontrol altına almayı, nefsini terbiye etmeyi, onun kötü-
lük ve günaha götüren etkilerini azaltmayı tavsiye eder. Bir
anlamda Hz. Peygamber’e isnat edilen bir hadise dayanarak
ölmeden önce ölmeyi, yani ölüm sonrasına hazır olmayı teş-
vik eder. Bunun yanında İslam, insanın dünyada yaptıkları iyi
ameller sebebiyle öldükten sonra güzel sözlerle ve hayırla
anılmasını, bir anlamda insanlar arasında manevi olarak ya-
şamasını özendirir. Nitekim Hz. Peygamber “İnsanoğlu öldü-
ğü zaman bütün amellerinin sevabı sona erer. Şu üç şey bundan