Page 170 - islam
P. 170
Allah Katındaki Din: İSLAM 145
müstesnadır: Sadaka-i cariye (kalıcı hayır eserleri), yararlanı-
lan ilim, kendisine dua eden hayırlı çocuk.” (Müslim, Vasiyye,
14) buyurarak insanları dünyada iken İslam’ın emrettiği bir
hayat tarzına ve öldükten sonra da hayırla anılmaya yönlen-
dirmeye çalışır. Kim olursa olsun insan ölüsü saygıya layıktır.
Hz. Peygamber yanından bir cenaze geçtiğinde ayağa kalkmış,
kendisine onun bir Yahudi cenazesi olduğu hatırlatıldığında;
“O da bir can değil mi?” demiştir (Müslim, Cenâiz, 81; Buhârî,
Cenâiz, 49).
Ölen bir Müslüman’ı yıkamak, kefenlemek, onun için namaz
kılıp dua etmek ve bir kabre gömmek Müslümanlar için far-
zı kifayedir. Ölü yıkanıncaya kadar yanında Kur’an-ı Kerim
okunmaz. Okunursa mekruh olur. Ancak isteyen içinden ses-
sizce okursa bunda bir sakınca yoktur. Ancak başka bir yer
veya odada sesli olarak Kur’an-ı Kerim okunabilir.
Erkek ölüyü erkek, kadın ölüyü de kadın yıkar. Yıkayanlar ab-
destli olmalıdır. Bir kadın ölen kocasını iddet süresi (Eşinden
ayrılan kadının iddeti hamile ise doğumla biter, değilse üç ha-
yız süresidir. Kocası ölen kadının iddeti hamile ise doğumla
son bulur, değilse dört ay on gündür. Bu süre içinde kadının
başka bir erkekle evlenmesi yasaktır.) olduğu için yıkayabilir
fakat kocası iddet süresi beklemeyeceği için, ölmüş karısını
yıkayamaz.
Cenaze, cemaatin önüne konularak namazı kılınır. Müslü-
manlar abdestli ve kıbleye dönük olarak dua mahiyetindeki
bu namazı kılar. Cenaze namazında niyet şarttır. Kadın, er-
kek veya çocuk için ayrı ayrı niyet edilir. Cenaze namazının
rükünleri kıyam ve iftitah tekbiriyle birlikte dört tekbirden
ibarettir. İmam ölünün göğüs hizasında durur. Cenaze nama-
zında cemaat şart değildir.
Hz. Peygamber: “Ölülerinizin güzel işlerini anın, kötü tarafları-
nı dile getirmeyin.” (Tirmizî, Cenâiz, 34) buyurarak aramızdan
ayrılanları hayır ile anmamız gerektiğini tavsiye etmiştir.