Page 152 - islam

Allah Katındaki Din: İSLAM 127

detler, Allah’ın emirlerini yerine getirmenin zorunlu sonu-
cudur. Onlardan bireysel veya toplumsal bir yarar beklentisi
içerisine girmek doğru değildir. Bir anlamda ibadetler kulla-
rın ilgi, sevgi ve desteğini kazanmak için değil sadece Allah
için yapılır.
Allah’ın ibadetlere ihtiyacı olmayacağı, bunların kullar ta-
rafından yapılmasının Allah’a bir yararı, yapılmamasının da
O’na bir zararının bulunmayacağı gerçeği, ibadetlerin insan
yararına olduğu hususunu akla getirmektedir. Doğallığı ve
fıtri oluşu noktasından bakıldığında, ibadetlerde bireyin ih-
tiyacı ve maddi/manevi eğitimi dışında bir amaç aramaya
gerek yoktur. Birey ve toplumun barış ve huzur içerisinde ya-
şamasını temin bakımından ibadetlerin hikmetleri önem arz
etmektedir.

Bu anlamda namaz, oruç, zekât ve hac gibi ibadetlerin her
birinin kendine özgü hikmetleri bulunmaktadır. En açık şek-
liyle ibadetler insana Allah’ın huzurunda olma bilincini telkin
ettiğinden, insan bütün eylemlerinde O’nun varlığını yanında
hisseder, O’nun kontrolü altında olduğunu düşünür, O’na ve
insanlara karşı kusur işlemekten çekinir.
İbadetler, Allah ile kul arasındaki ilişkiler açısından olduğu
kadar kullar arasındaki ilişkiler açısından da ayrı bir önemi
haizdir. Bu açıdan bakıldığında da onun iki yönünden söz et-
mek mümkündür. Bunlardan biri dikey diğeri ise yatay olarak
ifade edilebilir. İbadetler bir taraftan dikey boyutuyla kulun
Allah ile olan ilişkilerini düzenlerken, bir taraftan da yatay
boyutuyla kullar arasındaki ilişkilerin düzenli olmasına kat-
kıda bulunur. Başka bir ifade ile Allah ile kul arasındaki iliş-
kiler, kulların kendi aralarındaki ilişkileri, kullar arasındaki
ilişkiler de Allah kul arasındaki ilişkileri etkiler.
İslam bilginleri, dinî hükümlerin tamamının insanların ya-
rarını gözetmek amacına yönelik olduğu korusunda birleş-
mişlerdir. Zira Kur’an-ı Kerim’de insan aklına aykırı hiçbir