Page 153 - islam
P. 153
128 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
emir ve yasak bulunmamaktadır. Buna mukabil bütün emir
ve yasakların hikmet ve yararını bilmek mümkün değildir.
Müslümanlar, İslam’ın bu gerçeklerini bir hikmet, bir yarar
arama telaşına düşmeden yerine getirmek durumundadır. Bu
açıdan bakıldığında ibadetler insanın sırtında taşınan bir yük
olmaktan çıkar ve üzerinde yükseklere ulaşılan bir araç hâli-
ne gelir.
İnsan sosyal bir varlıktır. Toplum içerisinde yaşamak du-
rumundadır. Yüce Allah’ın kullarından yapılmasını istediği
emirler ve yasaklarda mutlaka kişi ve toplum yararı bulun-
duğu bilinmektedir. Çünkü İslam dini kişinin yaratanı, ken-
disi ve içinde yaşadığı toplum ile uyumlu ve barışık olmasını
sağlayacak genel kuralları içermektedir. Bu durumda ibadet
yapan insan, Allah’ın emirlerini yerine getirirken, ibadetlerin
özünde bulunan hikmetler tecelli ederek onun toplumla iliş-
kilerine olumlu katkı sağlamış olur.
İslam dininde ibadetlerin bir kısmı “güneş takvimi” bir kısmı
da “ay takvimi” esas alınarak yapılır. Güneş takvimine göre bir
yıl 365 gün olmasına karşılık ay takvimine göre bir yıl 354
günden oluşmaktadır. İkisi arasında yaklaşık on günlük bir
fark bulunmaktadır. Bundan dolayı ay takvimi her yıl bir ön-
ceki yıldan on gün önce gelmektedir.
Namaz ibadeti güneş takvimi esasına göre eda edilir. Bu du-
rumda doğudan batıya yeryüzünün her yerinde ve zamanın
her anında güneşin etrafında dünyanın hareketleriyle uyum-
lu olarak Allah’ın adı anılmakta, ezanlar okunmakta ve Allah’a
kulluk görevini yerine getiren insanlara rastlanmaktadır.
Oruç ay takvimine göre Ramazan ayında tutulmaktadır. Ra-
mazan ayı bazen yirmi dokuz bazen de otuz gün olarak idrak
edilmektedir. Bu sistemde Ramazan ayı her yıl on gün önce
gelmesi dolayısıyla ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış gibi sene-
nin bütün mevsimlerinde ve yılın bütün günlerinde oruç tu-
tulmakta, devamlı sıcak veya soğuk günlerde, kısa veya uzun