Page 146 - islam
P. 146

Allah Katındaki Din: İSLAM  121


            “İnsan kendi elleriyle diker gül diye dikeni,
           Sonra kaderi suçlar görünce yerinde biteni.”
                                                    Mustafa ERDEM


           Kişinin seçim/irade hürriyeti vardır. Ancak bu seçim hürri-
           yeti, Yüce Allah’ın hazırlamış olduğu imtihan şartları çerçe-
           vesindedir. İnsanın ne zaman hangi anne-babadan doğacağı;
           cinsiyeti, rengi gibi hususlar kendi elinde değildir. O, irade-
           sinin dışındaki şeylerden de sorumlu değildir. İnsanın irade-
           siyle seçtiği şeyleri yaratmak Allah’a mahsustur. İnsan neyi
           seçerse Allah onu yaratır.
           Diğer dinlerde İslam’daki kadar net ve açık bir kader anla-
           yışı yoktur. İnsan herhangi bir iş için Allah’a dua eder, sonuç
           gerçekleşmemiş ise hayırlısının bu olduğuna inanır ve kanaat
           eder. Hıristiyanlıktaki gibi, insanları Hz. Âdem’in cennette iş-
           lediği ve dünyaya gelmesine sebep olan suça ortak eden “asli
           suç” anlayışı İslam’da yoktur. Hatta tam aksine “…Hiç kimse

           başkasının günah yükünü üstüne almaz…” (İsra, 17/15) hük-
           müyle herkes kendi eylemlerinden sorumlu tutulur.


           Ecel

           Allah  tarafından  canlılara  verilen  belirli  bir  yaşama  süresi,
           bir vakit veya o vaktin sonu olarak kabul edilir. Bütün canlı-
           ların kendilerine ezelde takdir edilen sürenin tamamlanması
           ve ölüm anını ifade eder. Öldüğü zaman eceli gelmiş olur. Bu
           bağlamda hiçbir hastalık ölüm sebebi değildir. Doktorlar has-
           tanın ömrünü uzatmakla ilgili değil, hayat kalitesini yükselt-
           mekle ilgili görevleri yerine getirmektedirler. Herkes Allah’ın
           kendisine takdir ettiği hayatı hasta veya sağlam tamamlamak
           durumundadırlar.
           Her canlının olduğu gibi her toplumun da eceli vardır. Top-
           lumlar da doğar büyür ve ölür. Ecel vakti öne alınamadığı gibi,
   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151