Page 88 - Hz_Nuh
P. 88
Hz. NUH 87
Emanet
Peygamberlerin kendilerine verilen görevleri yapmak dâhil
her hususta güvenilir olması demektir. Emanet, gerçek an-
lamda insanların güvenini kazanan, Cenab-ı Allah’ın bildirdi-
ği esasları eksiksiz onlara ulaştıran ve aktaran anlamına gel-
mektedir. Peygamberler Kur’an-ı Kerim’de “sıddîk” ve “emin”
254
diye isimlendirilmiştir. Davranış ve hükümlerinde adaletli
olmak peygamberlerin güvenilirlik niteliği çerçevesinde de-
ğerlendirilmektedir. “Eğer peygamber bize atfen bazı söz-
255
ler uydurmuş olsaydı. Elbette onu kıskıvrak yakalardık. Sonra
256
onun can/şah damarını koparırdık. (Yaşatmazdık).” ayeti
kerimesi, peygamberlerin Yüce Allah adına tasarrufta bulu-
namayacağının en somut örneklerindendir. Zira onların va-
hiy üzerinde bir tasarrufta bulunması, peygamberliğinin ve
tebliğ ettikleri dinin güvenilirliğini tartışılır hâle getirmekte-
dir. İhtimal dışı olmakla birlikte, onlar böyle bir yola tevessül
etseler bile Cenab-ı Allah, hiçbir zaman ve şartta onlara bu
fırsatı vermemektedir.
Peygamberler emanete asla ihanet etmez. Zira emanetin zıd-
dı olan hıyanet onlar için düşünülemez.
Sıdk
Doğru olmak, yalandan, yalancılıktan uzak olmak demektir.
Bu, olgu ile haber arasındaki uyum alarak da tarif edilebil-
mektedir. Sıdk, peygamberlerin peygamberlik davası, dinî
hükümler ve bunların dışında kalan diğer haberlerde doğ-
257
ruluk olmak üzere üç ana grupta toplanmaktadır. Peygam-
berlerin masumiyeti, onların Yüce Allah’tan getirdiğini iddia
254 Meryem, 19/41; Şuara; 26/ 107, 125, 143, 162, 178.
255 Yavuz, “Peygamber”, s. 34/261.
256 Hakka, 69/44-46.
257 El- Hadidi, s. 55.