Page 92 - Hz_Nuh
P. 92

Hz. NUH  91



             miştir. Bu görüşte olanlara göre her resûl nebi, ama her nebi
                         270
             resûl değildir.
             Maturidî, “Nebi kelimesi her türlü hayır ve bereketten haber
             veren peygamber demektir.” diyerek onun esas olduğunu be-
             lirtmektedir. Ona göre bütün hayır ve bereket özellikleri ken-
             disinde toplandığı için ona bu isim verilmiştir. O, Hz. Muham-
             med’den  ((sav)  naklettiği,  “Salih  rüya,  nübüvvetin  kırk  beş
                               271
             parçasından biridir.”  (Her iki kaynakta da kırk altı rakamı
             geçmektedir)  “Güzelce  susmak,  nübüvvetin  yirmi  beş  parça-
                                272
             sından bir parçadır.”  hadisleriyle bir peygambere nebi de-
             nilmesinin, kendisinde bütün hayır ve bereket özelliklerinin
                                                          273
             toplanmasından dolayı olduğunu belirtmektedir.
             Bazı bilim insanları ise nebi ve resûl arasında fark olmadığı
             görüşündedir.  Bunlar,  Kur’an-ı  Kerim’deki  ayeti  kerimeler-
                                                  274
             den hareket ederek bazı ayetlerde nebi  ve bazılarında ise
                 275
             resûl  kelimesinin aynı anlamda kullanıldığını, hatta bazen
                                               276
             her iki kelimenin aynı ayette geçtiğini  belirtmektedir. Onlar
             bu düşüncelerini doğrulamak için şunları ilave etmektedir:
             Kur’an-ı Kerim’de bir peygamber için hem nebi hem de resûl
                                       277
             kelimeleri kullanılmaktadır.  Ayrıca, Hz. Nuh, Hz. İbrahim,
             Hz.  İsmail,  Hz.  Musa,  Hz.  Harun,  Hz.  İsa  ve  Peygamberimiz
             Hz. Muhammed örneklerinde olduğu gibi aynı zamanda hem
                                                  278
             resûl hem de nebi olarak isimlendirilen  peygamberlerden
             bazılarına kitap verildiği, bazılarına ise verilmediği bilinmek-
             tedir. “Hani biz peygamberlerden söz almıştık: senden, Nuh’tan,


             270   Yazır, s. 5/3413, 3414; Bilgiz, s. 27.
             271   Buhari, “Ta’bir”, 4; İbn Mace, “Ta’bir”, 1.
             272   Muvatta, “Şiir”, 17.
             273   Maturidî, Te’vilat, s. 9/195.
             274   Bk. Enfal, 8/64; Tevbe, 9/ 73, 113, 118; Ahzab, 33/1, 6, 13, 28; Tahrim, 66/1.
             275   Bk. Bakara, 2/ 214, 285; Al-i İmran, 3/32, 144, Maide, 5/67.
             276   Meryem, 19/54.
             277   Meryem, 19/51, 54.
             278   Yusuf Şevki Yavuz, “Peygamber”, s. 34/257.
   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97