Page 58 - Hz_Nuh
P. 58
Hz. NUH 57
• İnsanoğlu, yegâne manevi rehberi ve ölçüsü olan akıl ile
bazı gerçeklere vâkıf olma sevdası taşımış ve bununla
bazı kazanımlar elde etmiştir. Fakat öğrendiklerinin doğ-
ru olup olmadığını gösterecek, kendisinde şaşmaz bir
ölçü olmadığından veya bir teyit mekanizması bulunma-
dığından çoğu kere yanılmış, yanlış yollara sapmıştır. Bu
durum onu iyiye, doğruya, hakka götürecek bir öndere/
rehbere ihtiyacı olduğunu açık bir şekilde göstermiştir ki
bu önderler peygamberlerdir. Maturidî bu konuda şöyle
demektedir: “İnsan aklı başlangıçta yeryüzünün ne tür
ürünler ürettiğini ve bunun nasıl bir mekanizmaya bağlı
olduğunu öğrenme konusunda herhangi bir imkâna sahip
bulunmuyordu. İnsanlık bu konudaki deneyimini tamamla-
dıktan ve işin özünü anladıktan sonra, beslenmeye elverişli
olabilmesi için onu nasıl kullanacağına vâkıf olan birinin
bulunması zaruret hâline gelmiştir. Bir de şu var: Yemekte
de çeşitli sakıncalar mevcut olmuştur, öyle ki ondan fay-
dalanacak kimse kuralına uymadığı takdirde sakıncalara
maruz kalabilir. Çünkü bu husus ancak kuralı bilen, ayrıca
yemeğin yiyene zarar vermesi hâlinde zararı giderebilecek
miktardaki ilaçtan ve tıp ilimlerinden haberdar olan birin-
den öğrenilebilir, buna bir de insanların bedeni özellikle-
rinin farklı oluşunu ve öldürücü zehirlerin kullanılışını da
eklemek lazımdır. Ancak bu öğrenim yoluyladır ki insanlar
bedeni ayakta tutacak faydalı gıdayı tespit edebilirler.” 137
• İnsanlar Allah’ı tanıma ve O’na karşı kulluk görevlerini
eksiksiz yerine getirebilme, ahiret ahvalini bilme ve dün-
yada iken oraya hazırlanma konusunda bilgilenme ihtiya-
cı içinde olmuştur. Bu konuda aklın, duyguların etkisin-
de kalabilmesi, herkesin aklî seviyesinin aynı olmaması,
aklın yaptırım gücüne sahip bulunmaması gibi sebepler-
le dini alanda onun rehberliği, insanın dünya ve ahirette
137 Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmud el-Maturidî es-Semer-
kandi, Kitabü’t-Tevhid Tercümesi, çev. Bekir Topaloğlu, Ankara, 2002, s. 225.