Page 181 - Türk Ortodoks Patrikhanesi
P. 181

1 7 2                                         Dr. Mustaf a   BAŞ

          mektedirler.  Dini  uygulamalarında  Rumca'yı, günlük  hayatlarında  ise
          Türkçe'yi konuşmaları buna açık bir delil teşkil etmektedir (46) .

             5- Hakaslar
             Hakaslar,  Güney Sibirya'da yaşayan en eski Türk Halkıdır.  Hakas­
          ların iki bin yıla uzanan tarihleri onların Kırgızların bir grubu olduğunu
          ortaya koymaktadır.  Hakasların bu  isimle anılmasında Rus istilasından
          sonra  yaşanan  sürecin  etkisi  olmuştur.  Rus  Türkologları  Hakaslar'ı,
          hem  Kırgızlar'dan  hem  de  Tatarlardan  ayırt  ederek  Hakas  kimliğinin
          yerleşmesini başarmışlardır (47 l.  Hakas adının Çin yıllıklarında "Geges"
          şeklinde  geçtiği  ve Çinlilerin bu  isimle Yenisey Kırgızlarını kastettiği
          ileri  sürülmektedir (48).  Hakaslar,  yaşamış  oldukları  bölgeden  dolayı
          Abakan Tatarları olarak da anılmışlardır (49 l.
             Hakasların  bulunduğu topraklar,  tarih  boyunca Yenisey Kırgızları,
          Moğollar, çeşitli Türk Boyları ve son olarak da Ruslar tarafından işgal

          (46)  Yonca Anzerlioğlu'nun anılan çalışmasında Urumlar, Kırım'da Türkçe Konuşan Ortodokslar;
             Urıımlar başlığı  altında  incelenmiştir. Yazarın  yaptığı  görüşmelerde  bizzat kendi  ağızları  ile
             örf, adet ve gelenekleri ile Yunanlılar' dan farklı olduklarını söyleyen bu insanların, resmi ka­
             yıtlarda  Grek  olarak  adlandırıldıkl.arı,  yoğunluklu  olarak  Ukrayna 'nın  Donetsk,  Starolaspa,
             Staroignatovka,  Mirna, Storomolinovka,  Starobeşevo,  Komar, Ulaklı, Bagatiri, Ukrayna dı­
             şında  Kuzey Kafkasyada  Pyatigorski,  Mozdok  kasabalarında yaşadıkları, nüfuslarının  ı989
             sayımında 60.000 olduğu belirtilmiştir. Yazar,  yine bu kişiler ile birebir yaptığı görüşmeler­
             de düğün, doğum, ölüm törenlerinin Anadolu  ile benzeşmesini vurgulamış, bazı kelimelerin,
             soy isimlerinin ve oyun çeşitlerinin de Türkler arasında bilinen  isim ve  oyunlar olduğunu,
             Türkçe konuştuklarını, bu dili Greko-Tatar dili veya Urumca olarak isimlendirdiklerini, niçin
             bu dili konuştuklarını da sorgulamadıklarını ifade etmiştir. Aralarında Rusça konuşanları ·'biz­
             ces laf et" diyerek uyardıklarını ifade etmiştir. Yunanistan ile bağlantılı çalışan Grek federas­
             yonunca,  bu  insanların daha  önce Anadolu'da Karamanlılara  yapıldığı  gibi Türk baskısı  ile
             Türkçe'yi öğrendikleri  propagandası yapılarak Helen soyundan geldikleri fikrinin aşılanma­
             ya çalışıldığı açıklanmıştır. Yazar. bu insanların gerek örf,adet, gerek dil ve gerek kültür itiba­
             rı ile Yunanlılardan farklı olmalarını değerlendirmiş, aralarında Hıristiyanlığı benimseyen Kıp­
             çak Türkleri  ile Anadolu Türklerinin bir karışımı oldukları görüşünde bulunanların olduğunu
             ifade etmiştir. Kendi kanaati olarak da Anadolu'dan Kırım'a yanında bir grup asker ile geçen
             İzzettin  Keykavus  ile  bu  kişilerin ilişkilendirilebileceği  görüşünü  ileri  sürn1üş, bu topluluk
             üzerinde  daha ciddi  araştırmaların  yapılmasının  bu  tezleri  netleştirebileceğini  belirtmiştir.
             (Anzerlioğlu,  1 8 6-203)
          (47)  Bkz. Yakup Deliömeroğlu, "Hakaslar ve Tarihleri'', Bilig , Ankara 1996, Sayı:3, 53.
          (48)  Yıldırım, 81.
          (49)  http//www.turkolog.org/Hakas Türkleri.
   176   177   178   179   180   181   182   183   184   185   186