Page 61 - Microsoft Word - orjinal
P. 61
SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ 61
oluúmuútur. Ancak bu heyet, çalıúma süresi içinde de÷iúikliklere u÷-
ramıú; bazı üyeleri de÷iúmiú, ayrıca baúka üyeler de alınmıútır.
Heyetin gayesi; “do÷ru, anlaúılması kolay, ihtilâflara yer verme-
yen, tercih edilen görüúleri içeren fıkhî muamelelerle ilgili bir kitap
telif etmektir.”
Komisyon tarafından 1286/1869 senesinde, Sadrazam Ali Paúa’ya
sunulan takrirde de açıklandı÷ı gibi, bu tedvinin sebebi úuydu: “Fıkıh
ilmi, sahili olmayan bir denizdir. Problemleri çözümlemek için gere-
ken hükümleri çıkarmak, özellikle Hanefî mezhebinde ilmî maharet ve
küllî melekeye ba÷lıdır. Zira farklı tabakalarda pek çok müçtehit, içti-
hatta bulunmuú ve çok ihtilâflar ortaya çıkmıútır. Bununla birlikte,
ùâfiî mezhebinde oldu÷u gibi bir ayıklama da olmamıútır. Bilakis,
meseleler karıúık ve birbirine girift vaziyette kalmıútır. Meseleler ve
farklı görüúler arasından sahih olanı ayırmak ve olaylara tatbik etmek,
gerçekten zor bir iútir. Bunun dıúında, zamanın de÷iúmesiyle, örf ve
âdet üzerine bina edilmesi gereken meseleler de de÷iúmiútir.”
Mecelle komisyonu, 1285/1869 yılında iúe baúlamıú ve Mecel-
le’nin mukaddime ve ilk bölümü ùeyhülislâm ve di÷er makamlara arz
edilerek gerekli rötuúlar ve de÷iúiklikler sa÷lanmıútır. Daha sonra ko-
misyon iú bölümü yapmıú; bazı bölümlerin hazırlanmasına bir kısmı
katılırken, di÷er bir kısmı katılmamıútır. Sadece heyet baúkanı bütün
bölümlere iútirak etmiútir. Mecelle’nin derlenmesi 1293/1876 senesin-
de tamamlanmıútır.
Osmanlı Medenî Kanunu’nun tedvini bu úekilde olmuú, padiúahın
irade-i seniyyesi ile Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye ismiyle neúredilmiútir.
1. Mecelle’nin øçeri÷i
Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye, 1851 madde olup, bir mukaddime ile
16 kitaptan (bölümden) oluúmaktadır. Mukaddime’de 100 madde
olup, birincisi fıkıh ilminin tanımı ve kısımlarından bahsetmekte, di-
÷erleri ise genel küllî kâidelerden bahsetmektedir.
Mecelle; bey‘ (alıúveriú), icâre (kira), kefâlet, havâle, rehin,
celle Cemiyeti’nde çalıútıktan sonra, “içindeki vatanından, ailesinden ve arkasında
bıraktıklarından ayrı kalmanın özlemiyle” istifa ederek vatanı ùam’a döndü÷ünü
zikretmektedir. Bkz. s.4.