Page 329 - islam
P. 329
304 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
gibidir. Biz onu düşmanlarından koruduk. Kendisi burada ai-
lemiz katında izzet ve ikram içindedir. Fakat sizinle bir antlaş-
ma yapmak, size katılmak istiyor. Ona verdiğiniz sözü tutmak,
kendisine muhalefet edenlere karşı gelmek konusunda samimi
iseniz buna bir diyecek yoktur. Fakat onu ele verecek, yanınıza
geldikten sonra yalnız başına bırakacaksanız, bunu daha şim-
diden söyleyiniz ve onu kendi başına bırakınız.” Bunun üzerine
Medine’den gelenler “Dediklerinizi dinledik. Ya Resûlallah! Siz
söyleyin. Kendiniz adına, Allah adına istediğiniz andı alın, biz
hazırız.” dediler.
Hz. Peygamber bir miktar Kur’an okuduktan sonra, “Kadınla-
rınızı ve çocuklarınızı nasıl koruyorsanız beni de öyle korumak
üzere sizden biat istiyorum.” dedi (İbn Hişâm, Sîret, II, 290-
292).
Hz. Peygamber’in bu sözünden sonra Medineli Müslümanlar
ona, bu hususta sözümüzü yerine getirmemiz karşılığında
bize ne söz veriyorsun, dediler. Hz. Peygamber de samimi bir
güven duygusuyla “cennet var!” buyurdu. Bunun üzerine “Ka-
zançlı bir alışveriş bu. Biz bundan ne cayarız, ne de caymak
isteriz.” (M. Asım Köksal. İslam Tarihi. II, 274) diyerek hepsi
biat etti.
Medinelilerin biatından sonra Hz. Peygamber ashabına Me-
dine’ye hicret etmelerini söyledi ve gruplar hâlinde gidenler
oldu. Hz. Osman ve Hz. Ömer de hicret edenler arasında idi.
Hatta Hz. Ebu Bekir de hicret etmek için Hz. Peygamber’den
izin istemiş o da: “Acele etme bakalım. Belki Allah sana bir ar-
kadaş verir.” demişti (İbn Hişâm, Sîret, III, 10). Hemen hemen
sahabeden Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ali dışında herkes hicret et-
mişti.
Bunları duyan Mekkeli müşrikler çok rahatsız oldular. “Dârün-
nedve” denilen yerde toplandılar. Bu işin büyüyerek yayılma-
sından ve kendi ticaret yolları üzerinde bulunan Medine’de
Müslümanların güçlenmelerinden korktular. Peygamber’imi-