Page 333 - islam
P. 333
308 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Hz. Peygamber ve Hz. Ebu Bekir daha sonra ailelerini de Me-
dine’ye getirttiler. Medineliler Akabe biatinde verdikleri söze
sadık kalarak hicret eden bütün Müslümanları bağrına bastı
ve misafir ettiler. Bundan dolayı onlara “Ensar”, dinleri uğru-
na vatanlarını terk edenlere de “Muhacir” denildi.
Hz. Peygamber Medine’de önce Muhacirlerle Ensar arasın-
daki ilişkileri sağlamlaştırmak istemiş ve onları birbirleriyle
kaynaştırmak için kardeş yapmıştır. Bu sayede Muhacirlerin
iskân ve iaşe işleri bir çözüme kavuşmuş oldu. Medineliler sa-
dece misafirlerini bağrına basmakla kalmamış, aynı zamanda
İslam’a da yürekten sahip çıkmıştır. Medine’de özgürlüğe ka-
vuşmanın bir sembolü olarak ezan açıktan okunmaya başlan-
mıştır.
Hicret esnasında Medine’de Müslüman Arapların dışında
Müslüman olmayan Araplar ve üç tane Yahudi kabilesi yaşı-
yordu. Ayrıca Hayber’de de Yahudiler bulunuyordu. İlerleyen
sürede birlikte barış içinde yaşanması için Hz. Peygamber,
Müslüman-Müslüman olmayanların, Arap-Arap olmayanların
haklarını koruyan “Medine Vesîkası” nı hazırladı ve taraflara
imzalattı. Böylece Medine’yi dış tehdit ve tehlikelere karşı
emniyete almış, bir bakıma Müslüman olmayanların da des-
teğini sağlamış oldu.
Hicretin dördüncü yılına kadar Ensar Muhacirleri, herhangi
bir sıkılmışlık belirtisi göstermeden misafir etti. Medine’de-
ki Yahudi kabilelerinden Beni Nadir sürgün edilince Hz. Pey-
gamber onların arazilerini Ensar’ın bilgisi ve rızası dâhilinde,
fakirlikleri dolayısıyla Muhacirlere dağıtmak istedi. Ensar
ile Muhacirler arasındaki kardeşlik duygusu o kadar ileri bir
aşamaya ulaşmıştı ki, Ensar, Yahudi arazilerini Muhacirlere
verilmesini uygun bulurken önceden onlara verdikleri kendi
arazilerini de geri almaya gönlü razı olmadı.
Müslümanlar, Medine’de namazlarını peygamberler makamı
olarak bilinen Kudüs’e yani Beytü’l-Makdis’e (Mescid-i Aksa)