Page 160 - Türk Ortodoks Patrikhanesi
P. 160

Türk Ortodoks Patrikhanesi                               151

              "Hayvanların kurban edilmesi Kapadokya · nın diğer yerlerinde oldu­
           ğu  gibi  Sinasos'ta  (Ürgüp)  da  Rumlar ve  Türkler arasında 20  yüzyılın
          başlarına kadar süre gelmiştir. Kurbanlık hayvanın özellikle erkek koç ol­
          ması  gerekiyordu.  Bazen kapı eşiğinde bazen de  kilisenin ortasında bo­
          ğazlanıyordu.  Sabahleyin  bir oğlan çocuğu kurbanlık hayvanı  kilisenin
          kapısına getirip  bağlardı.  Daha sonra rahip gelir,  İncil  okur ve hayvanı
          kutsardı. Bir akşam öncesinden azize kurban sunmak isteyen aile, ertesi
          günkü ayine davet ettikleri kişileri de çağırarak kiliseyi temizlerlerdi.
              Kurbanın kutsanmasından  sonra çocuklar dışarıda ateş  hazırlarken
          herkes kiliseye girerdi. Kilisede yapılan "Hamd Duası" esnasında ev sa­
          hibi kurbanı çözer, kiliseye sokar ve üç defa mihrabın çevresinde dolaş­
          tırır, üçüncü turdan sonra hayvanın başını doğuya çevirerek sunağa ya­
          tırırdı. Sunak taşının ortası kan sıçramasın diye çukur olurdu.  Hayvanın
          boğazına bıçakla üç defa haç işareti yapar, keserken de 'Allah kabul et­
          sin' derdi. Bu dua, etrafı tütsüleyen rahip tarafından da tekrarlanırdı.
             Kilisede yapılan ayinden sonra kurban pişirilir, yemek yenirdi. Bu­
          nun yanında davetli davetsiz herkese pirinç pilavı dağıtılırdı. Sonra her­
          kes  hep beraber yer,  içer ve neşeli  dakikalar  geçirilirdi.  Kurban günü
          bir kutlama günü idi." (128)

             "Sinasos'un yaşlıları bize şöyle  anlatıyor:  Sinasos'daki herkes kut­
          sal toprakları ziyaret etmeyi düşlerdi. Her yıl  iki, üç veya daha fazla ki­
          şi oraya giderdi.  Bazen kadınlar bile genellikle büyük perhizin ilk haf­
          tasında yola çıkarlar ve paskalyanın ilk Pazar günü dönerlerdi. Yola çık­
          madan önce şefaat ayini  için kiliseye giderlerdi.  Bundan  sonra affedi­
          lirler ve yıkanırlardı.  ' E ğer bir birimize kötü söz söylediysek, eğer ara­
          mızda kötü bir  şey geçtiyse Allah bizi affetsin' diyerek cemaatle veda­
          laşırlardı.  Cemaat de; Allah  sizi affetsin, haydi yolunuz açık olsun şek­
          linde  karşılık verirdi.  Sonra Mersin'e hareket ederler, oradan da Filis­
          tin'e giderlerdi. Orada elle dokunmuş ibadet kurdelaları  satın alırlardı.
          Sinasos'a  (Ürgüpe)  geri  döndüklerinde  siyahlarını  yaşlılara  grilerini
          gençlere dağıtırlardı. Kefen bezlerini de oradan satın alırlar ve bunu di-


          (1 2 8)  Kostas  Stamaıopoulos,  "Kapadokya-Sinasos'da  Günlük  Hayat'',  Kapadokyadaki  Sinasos,
              Basılmamış Ter. Ertuğrul MALÇOK T.y. 29.
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165