Page 74 - Microsoft Word - orjinal
P. 74

74                      øSLÂM HUKUK FELSEFESø

           gelenekleri terk etmekten yana olmuútur. Pek ço÷u, reform talebini
           açıkça dile getirmiú, Muhammed Ubeydullah Efendi gibi bir kısmı da,
           milli úuuru muhafaza etmek için Kur’an-ı Kerim’i Türkçe’ye tercüme
           etmeyi önermiútir.
              Türk milletini yeniden ihya eden Mustafa Kemal Atatürk’ün ön-
           derli÷inde Kemalist  milli hareket baúarıya ulaúınca, ıslahat hareketi,
           øslâm hilafetini yıkma ve Türk olmayan her úeyle mücadele etme ga-
           yesine  yönelen  yeni milli seküler bir  akıma dönüúmüútür. Türkler,
           1923 senesinde, Lozan anlaúmasından galip olarak döner dönmez,
           Halife  Abdülmecid Efendiyi halifelikte bırakarak, aynı senenin 29
           Ekim’inde Cumhuriyeti ilan etmiúlerdir.
              Daha sonra,  1924 yılının baúlarında halifelik ilgâ edilmiútir. Os-
           manlı ailesinden olanların tamamı Türkiye’den uzaklaútırılmıú, ùeyhü-
           lislâmlık ve úer‘î mahkemeler ilgâ edilmiútir. 1925 senesinde, Mevle-
           vilik, Bektaúilik gibi, tarikatlara son verilmiú ve úapka giyilmesi zo-
           runlu kılınmıútır. Daha sonra bunu, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe’ye ter-
           cümesi, Arap harflerinin Latin harflerine çevrilmesi ve imkânlar ölçü-
           sünde, Türkçe’ye giren Arapça ve di÷er yabancı kelimelerin dilden
           arındırılması takip etmiútir.
              Hukuk alanındaki inkılâp ise, büyük ve hızlı olmuútur. Türkler, o
           zamanın Adâlet Bakanı Mahmut Esad Beyin de  açıkladı÷ı gibi, 116
           modern Avrupa kanunlarından birinin  seçilerek tercüme edilmesini,
           Napolyon’un yaptı÷ı gibi, detaylı bir münakaúaya giriúilmeden, kanu-
           nun Millet Meclisi tarafından oy birli÷i ile kabul edilmesini istiyorlar-
           dı. Bu yolla, úerhleriyle, tefsirleriyle ve geçmiú durumdaki içtihatlarıy-
           la birlikte hazır kanun elde etmiú olacaklardı. Böylece Türkiye, 1926
           yılında Borçlar Kanunu’nu, daha sonra da önemli bir de÷iúiklik yap-
           madan, Medenî Kanunu, øsviçre’den aldı.
              Daha açık ifadeyle, Türk Medeni Kanunu, çok az de÷iúikliklerle
           øsviçre Medenî Kanunu’dur.  økisi arasındaki farklılıklara rüút yaúı
           örnek verilebilir; bir kiúinin reúit olması için Türkiye’de on sekiz yaúı-




           116  Ostrorog’a yaptı÷ı açıklama. Bkz. Ostrorog, L., The Angora Reform, London 1937,
             s.86-87.
   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79