Page 45 - Hz_Nuh
P. 45
44 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
83
berlerden sonra Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın…” ayeti
kerimesinden de anlaşıldığı üzere, insanların dünyada işle-
dikleri günahlardan dolayı ahirette mazeret açıklama imkânı
kalmamıştır. İlahi kontrol sisteminin kusursuz olarak işleti-
84
leceği ve kıyamet günü her ümmetten bir şahit çıkarılacağı,
bunların Cenab-ı Allah tarafından onlara gönderilen peygam-
85
berler olacağı belirtilmiş, Hz. Muhammed de aynı zamanda
86
onların hepsine şahit tutulmuştur.
Peygamberler, insanların fıtratında olan inanma duygusunu
tatmin için onlara tek olan Allah’a imanı emretmiş, O’nun dı-
şındaki bütün varlıkların kutsallaştırılarak O’na eş tutulma-
sının şirk olduğunu belirtmiş, ibadet ve duaların sadece O’na
yapılması gerektiğini öğretmiştir. “Ant olsun ki biz ‘Allah’a
87
kulluk edin ve Tağut’tan sakının.’ diye (emretmeleri için) her
ümmete bir peygamber gönderdik…” (Nahl, 16/36) ayetinde
geçen Tağut kelimesi; Hz. Nuh, Hz. Hud ve Hz. Salih gibi her
peygamberin kendi kavmine yaptığı hitap şekli olarak “Ey
kavmim! Allah’a ibadet edin, sizin için Allah’tan başka ilah yok-
88
tur.” ayeti kerimelerinde olduğu gibi Allah’ın dışında tapını-
89
lan şeyler olarak ifade edilmiştir.
Maturidî, “Allah’tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah çok yarlıga-
90
yıcı, ziyadesiyle esirgeyicidir.” meâlindeki ayetten hareketle,
dinin inanmak ve inancı yaşamak olduğunu, sözlü beyanın
tek başına bir anlam ifade etmediğini, dilleriyle bin defa “Al-
lah’tan mağfiret dileriz.” demenin insana hiçbir fayda getir-
mediğini hatırlatmış, “Peygamberler insanların ‘Allah’tan
83 Nisa, 4/165.
84 Nisa, 4/41; Nahl, 16/84; Kasas. 28/75.
85 Maturidî, s. 11/91-92.
86 Nahl, 16/89.
87 Nahl, 16/36; Enbiyâ, 21/25; Mü’minûn, 23/32; Hadîd, 57/8.
88 Araf, 7/59, 65, 73, 85.
89 Maturidî, Te’vilat, s. 8/126.
90 Nisa, 4/106.