Page 208 - Türk Ortodoks Patrikhanesi
P. 208
Türk Ortodoks Patrikh:>nesi 199
numunu biraz daha geri plana itmiştir. Buna rağmen onlar, Fener Patrikha
nesi ile olan mücadelelerini bırakmamışlar, günümüze kadar attığı her adı
mın takipçisi olarak Türk kamuoyunu aydınlatmayı bir görev bilmişlerdir.
Patrikhanenin başına, Papa Eftim'in ölümünden sonra, büyük oğlu Dr.
T u rgut Erenerol (il Papa Eftim), Turgut Erenerol 'un ölümünün sonrasında
da kardeşi Selçuk Erenerol Patrik olarak geçmiştir. Selçuk Erenerol da, ge
çirdiği bir kalp krizi neticesinde 20 Aralık 2002 tarihinde vefat etmiştir.
Patrikhane, Turgut Erenerol döneminde de etkin rol üstlenememiş ve
Devlet nezdinde Cumhuriyetin ilk yıllarındaki nüfuzlu günlerine döneme
miştir. 1960 İhtilali sonrası Alparslan Türkeş Başbakanlık Müsteşarı ola
rak görev aldığında Patrikhanenin devlet nezdinde yeniden itibar kazan
ması için çaba sarfetmiş, ancak yurt dışına gönderilmesi sebebiyle bu ça
lışmalar yarım kalmıştır.Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Alpars
lan Türkeş, Patrik Turgut Erenerol ile bir çalışma yaparak Gagavuz Türk
lerinden bir grubu İstanbul'a getirip Patrikhanenin cemaat yönünden güç
lenmesini hedeflemişse de bunu gerçekleştirememiştir.
Türk Ortodokslarının dini olarak Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi ile
aynı inancı esas almakta, aynı sakramentler kutsamakta ve aynı ayinleri
yapmaktadır. Ancak Türk Ortodokslar, bariz bir şekilde tarihleri ibadet di
li Türkçe'yi kullanmaları, bağlı bulundukları milletin örf adet ve gelenekle
rini devam ettirmeleri, ruhani memurların meşru ticaretle meşgul olmaları
na serbestlik tanımaları, ruhanilere sakal bırakma mecburiyeti koymamala
rı, din adamlarının yükselmesi için evli olmama şartını koşmamaları, papaz
olacakların baba ve dedesinin Türk Ortodokslarından olmaları, namuslu ve
iyi bilinir olması, Türkçe konuşup yazan kimselerden bulunması gibi şart
lar istenmesi farklılıklar olarak ortaya çıkmaktadır. Zaman içinde belki sak
ramentlerin ve diğer dini görevlerin yerine getirilmesi noktasında, Türk Or
todoksların kendilerine has uygulamaları, her iki Patrikhane arasında dini
yönden de millilik arz eden bir ayrılığı ortaya koyacaktır.
Büyük kesimi Müslüman olan Türk Dünyasındaki Hıristiyan Türk
boylan, kÜltürel varlıklarını günümüze kadar devam ettirmişlerdir. 1990'lı
yıllarda Türk Dünyasının büyük bir kısmını içinde barındıran Sovyetler
Birliğinin dağılması, bağımsız ve yan bağımsız bir çok devletleri ortaya çı
karmıştır. Hıristiyan Ortodoks olarak varlığını devam ettiren, başta Gaga-