Page 288 - islam
P. 288
Allah Katındaki Din: İSLAM 263
kızları istedikleri kimselerle evlendirir, onun rızası dışında
kız istediği ile evlenemediği gibi başkası da onunla evlene-
mezdi.
Cahiliye Dönemi’nde yetimler ayrı evlerde barındırılmışlar,
velileri onları kendi çocuklarından ve evlerinden ayrı tut-
muşlardır. Hatta sosyal bir olgu hâline gelen bu duruma bir
çözüm üretmek adına sahabeden Revaha oğlu Abdullah, Hz.
Peygamber’e gelerek şöyle demiştir: “Ya Resûlallah! Hepimiz
yetimleri oturtacak ayrı bir eve, onlara ayrı yiyecek ve içecek
verme gücüne sahip değiliz.” Bunun üzerine yetimlerin dış-
lanmaması, aile sıcaklığını ve kardeş sevgisini tatması için şu
ayet inmiştir: “… Sana yetimleri de soruyorlar. De ki: Onların
durumlarını iyileştirmek hayırlı bir iştir. Onlarla içli dışlı olur-
sanız zaten onlar sizin kardeşlerinizdir…” (Bakara, 2/220).
Yetimi doyuranlar övülmüş (İnsân, 76/8), yetime sahip çık-
mayan, ihtiyaçlarını gidermeyen (Fecr, 89/17), yetimi itip
kakan (Mâûn, 107/2) kınanmıştır. Nisâ suresinde ise yetim-
lerin haklarını gasbedenler karınlarına ateş doldurdukları ve
cehennemde yanacakları şeklinde tehdit edilmişlerdir (Nisâ,
4/10).
Âlemlere rahmet olarak gönderilen İslam dininin Peygam-
ber’i Hz. Muhammed de bir yetimdir. O daha doğmadan baba-
sını kaybetmiş, altı yaşında annesiz kalmıştır. Çocukluk döne-
mini dedesi ve amcasının yanında geçirmiştir. Yetim olmanın
bütün acılarını ve sıkıntılarını en derin şekliyle yaşamıştır. O,
yetim olması ve Yüce Allah’ın buyrukları dolayısıyla yetim-
lere çok özel ilgi göstermiştir. Yetimlerin himaye edilmesini
isteyen Hz. Peygamber, “Kendi yetimi veya başkasına ait bir
yetimi himaye eden kimse ile ben cennette şöyle yan yana bu-
lunacağız.” (Müslim, Zühd, 42) buyurarak işaret parmağıyla
orta parmağını göstermiştir. Aynı şekilde o, yetimlerin ilgiye,
sevgiye ve şefkate muhtaçlığına dikkat çekerek; “ Bir kimse
sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokun-