Page 283 - islam
P. 283
258 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Allah kadını ve erkeği kendine özgü olarak yaratmıştır. Her
ikisinin de kendince ilgi çeken ve özenilen özellikleri vardır.
Bunun çeşitli şekillerde değiştirilmesini İslam yasaklamıştır.
Buhârî’de geçen bir rivayette “Resûlüllah, kadınlaşan erkekler
ve erkekleşen kadınlara lanet etti...” buyrulmuştur (Buhârî,
Libâs, 61-62). Benzer şekilde kadınların erkek, erkeklerin de
kadın gibi görünmek için giydikleri kıyafetlerle alakalı olarak
rivayet edilen bir hadiste “Resûlüllah, kadına benzeyen erkeğe,
erkeğe benzeyen kadına lanet etti.” (Ebû Dâvûd, Libâs, 28; İbn
Hanbel, II, 325) buyrulmaktadır.
Günümüzde asr-ı saadet dönemini örnek aldıkları iddiasıy-
la bazı sivil toplum kuruluşları ve sosyal gruplar kendileri-
ne göre bir “İslami kıyafet standardı” geliştirmişlerdir. Şurası
unutulmamalıdır ki, İslam’ın geldiği dönemlerde Hicaz bölge-
sinin kendine özgü bir örtünme şekli vardı. İslam bu örtünme
şekline, sadece kendi kurallarına göre düzenlenmesi nokta-
sında bazı standartlar getirmiştir. İslam’ın getirdiği örtünme
standardı, kadın ve erkeklerin örtünmesi gereken yerlerle
ile ilgili koyduğu yasaklar/sınırlar çerçevesinde olmuştur.
Müslümanlar iklim ve ekonomik şartların elverdiği ölçüde,
İslam’ın örtünme konusunda koyduğu kurallara dikkat gös-
termişlerdir.
Örtünme olgusu İslami açıdan dinî bir gereklilik (Nur, 24/31;
Ahzab, 33/59) ve insani bir haktır. Örtünme bir bütündür ve
sadece başörtüsüne indirgenmesi doğru değildir. Başörtü-
sü, örtünmenin belli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu husus
günümüzde inanç ile siyaset ekseninde bir çatışma zemini
oluşturmakta, siyasi bir sembole/simgeye dönüştürülerek
dindarlarla seküler düşünenler arasında karşılıklı tartışma
konusu yapılmaktadır.
Demokrasinin olduğu, özgürlüklerin tam olarak kullanıldığı
ortamlarda inanç özgürlüğü kapsamında insanlar, inançları-
nın gereği olarak İslam’ın örtünme emrini yerine getirmekle