Page 19 - islam
P. 19
XVIII Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Din, bir olgu olarak, insanın vazgeçemediği, onunla birlikte
var olan ve onunla birlikte devam eden bir değerler bütünü-
dür. Bundan dolayı tarihin hiçbir döneminde coğrafyanın hiç-
bir yerinde dinsiz bir toplum olmamıştır.
Allah katında ve dolayısıyla yeryüzünde bir tek doğru din var-
dır ve onun adı da İslam’dır. Bütün Peygamberler sorumlu ol-
dukları toplumlara, içinde bulundukları zaman ve toplumun
şartları çerçevesinde aynı dini tebliğ etmişlerdir. Yahudilik
ve Hıristiyanlık gibi dinler, beşerî unsurların karışımıyla bu
ilahî özden kopmuş ve değişime uğramıştır. Bunun yanında
dünden bugüne, insanların yaratılıştan gelen inanma duygu-
sunu tatmin için kendilerinin ürettiği ve geliştirdiği dinler de
olmuştur.
Her insan ister hak isterse batıl olsun, kendi dinini en doğru
kabul eder. İnandığı dinî değerlerle dünyada ve ölüm ötesinde
mutlu olacağına inanır. Bu bağlamda İslam, insanlığın dünya
ve ahiret mutluluğunu temin için Allah tarafından peygamber
aracılığıyla gönderilen yegâne dindir. Bunun yanında o, diğer
dinleri de bir olgu olarak kabul eder, fakat onların insanlar
tarafından üretildiğini ve batıl olduğunu hatırlatır ve eleştirir.
İslam, gerek Allah tarafından gönderilen, ancak zamanla bo-
zulan Yahudilik, Hıristiyanlık gibi dinlerin, gerekse insanların
oluşturduğu Budizm ve Hinduzim gibi inanışların dünya ve
ahiret saadetini kazandıramayacakları uyarısına bulunur.
İslam, dinin özünü “Allah inancı” oluşturması sebebiyle, Al-
lah’a inanmayanların veya O’na eş koşanların, din ve insanlık
adına yaptıkları güzel, yararlı ve hayırlı işlerin Allah katında
bir değeri olmadığını ve bu insanların ahirette kurtuluşa ere-
meyeceklerini haber verir.
İslam dini, Allah tarafından gönderilen Kur’an-ı Kerim esas
olmak üzere, onun hayata geçiriliş ve uygulanış biçimi olan
Hz. Peygamber’in sünneti ile birlikte bir bütün oluşturur ve
kurumsal bir özellik ve kimlik kazanır. Bundan dolayıdır ki