Page 15 - islam

XIV Prof. Dr. Mustafa ERDEM

kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim aracılığıyla insanlığın tamamını
kucaklamakta, kıyamete kadar inananlarını mutlu edecek
değerleri ihtiva etmekte ve ilk günlerdeki gibi dinamizmini
korumaktadır. Ancak İslam’ın özünde barındırdığı değerleri
insanlığın yararına sunabilmesi, dünya ve ahiret saadeti ve-
rebilmesi, din olarak kabul edenlerin yani Müslümanların
onu kusursuz uygulamaları ve diğer insanlara tanıtmaları ile
mümkündür. Eğer İslam insanlığın ortak değeri ise ki öyle-
dir, herhangi bir dine inanan bir insanın başka bir dinî inanışı
kendi kutsal metinlerinden öğrenme, kabullenme ve uygula-
masındaki zorluk sebebiyle, Müslüman olması, mevcut Müs-
lümanları tanıması, sevmesi ve onları örnek almasıyla müm-
kündür. Dolayısıyla her Müslüman, bireysel sorumluluğunun
gereği olarak öncelikle Allah’a gerçek anlamda kulluk görevi-
ni yerine getirebilmek için İslam’a inanmak ve onun hüküm-
lerini uygulamak yanında başkalarına da örnek olmak zorun-
dadır. Ayrıca dünyanın çeşitli yerlerinde yaşamakta olan ve
çeşitli sebeplerle İslam’ın evrensel mesajından nasibini ala-
mayan insanlara onu tebliğ etmekle sorumludur.

Müslüman bir ana babadan doğan ve Müslüman bir ülkede
yaşayanların, sahip oldukları nimetin kadrini/kıymetini bil-
meleri gerekir. Onların denizdeki balık örneğinde olduğu
gibi, İslam’ın ulaşmadığı coğrafyalarda Müslüman olmayan
bir ana babadan doğanların yaşadıkları manevi açlığı idrak
etmeleri mümkün olmayabilir. Bu yüzden olmalı ki, İslam’ı
anlama ve uygulamadaki bazı detaylar yüzünden Müslüman-
lar birbirleriyle ölümüne uğraşmakta, çatışmakta veya çeşitli
sebeplerle onu gerçek anlamda temsil edememektedir. Buna
karşılık aklı, gönlü vicdanı doyuma ulaşmadığı için kendi din-
leri dışında barış ve huzuru, dünya ve ahiret mutluluğunu
arayan gayrimüslimler, İslam’ı bütün değerleriyle, özellikle-
riyle ve güzellikleriyle temsil eden örnekler bulmakta güçlük
yaşamaktadır. Müslümanlar İslam’ı tebliğ ve temsil görevini
yerine getiremedikleri için hidayetten nasibini alamayanlar,