Page 115 - islam
P. 115
90 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
yanlıştır. Adından da anlaşılacağı gibi Kur’an-ı Kerim, baştan
itibaren bir kitap niteliği taşımıştır. Son ayet nazil oluncaya
kadar bir kitap hâline getirilememiş fakat başlangıçtan itiba-
ren gelen vahiyler bir tertip dâhilinde gönderilmiş ve korun-
muştur. Nitekim vahyedilen her ayet ve her surenin Kur’an-ı
Kerim’de belirlenmiş kesin bir yeri olmuş ve sonradan onun
toplanması esnasında bu husus göz önüne alınmıştır.
Bugün okuduğumuz şekliyle bütün surelerin Hz. Peygamber’in
sağlığında bizzat kendisi tarafından aynen tertip ve tanzim
edildiği hususunda bütün kaynaklar ittifak hâlindedir. Zaten
Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber’in sağlığında tamam olarak ve
belirli bir sıra dâhilinde birçok kimsenin hafızasında vardı.
Fakat o zamanda Kur’an-ı Kerim’in henüz tam olarak yazılı ve
tertip edilmiş bir nüshası mevcut değildi. Hz. Peygamber’in
her yıl Ramazan ayında Cebrail ile birlikte geleneksel hâle ge-
tirdiği okumaları bir bakıma kitap hâline gelmiş bir Kur’an-ı
Kerim okunmasından ibaretti. Dolayısıyla Kur’an-ı Kerim Pey-
gamber’imiz (sav) hayatta iken bir anlamda gerek sureleri ge-
rekse ayetleri itibarıyla bugünkü şekliyle tertipli ve sıralı idi.
Hz. Peygamber’in sağlığında, yüzlerce hafızın Kur’an-ı Kerim’i
günümüzdeki tertip üzere ezberlemiş olmaları da onun baş-
tan itibaren belli bir disiplin içerisinde toplandığını göster-
mektedir. Sadece onun zamanında sureler ve ayetler bugünkü
hâliyle yazılı bir metin hâline getirilememişti.
Hz. Peygamber’in vefatından sonra yer yer dinden dönme ha-
reketleri başlamış, bazı yalancı peygamberler türemiş, Hali-
fe Hz. Ebu Bekir ortaya çıkan kargaşa durumunu düzeltmek
için onların üzerine asker göndermiştir. Bu olaylardan birisi
Yemame’de olmuş ve yapılan savaşta çok sayıda Kur’an-ı Ke-
rim hafızı şehit olmuştur. Bu durumdan etkilenen Hz. Ömer,
başka savaşlarda daha başka hafızların da şehit olabileceğini
düşünerek, henüz bir kitap hâline getirilmeyen Kur’an-ı Ke-
rim için bu durumun tehlike oluşturabileceğini Halife Hz. Ebu
Bekir’e anlatmıştır.