Page 53 - Hz_Nuh
P. 53
52 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
sında oturuyordu. Bir adam geldi ve ‘Ey Allah’ın Resûlü, iman
nedir?’ diye sordu. Resûlüllah (sav): ‘İman; Allah’a, melekleri-
ne, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şer-
riyle kadere inanmaktır…” diye buyurarak imanın bilinen altı
şartını söyledi. (Soran kişi yanından ayrıldıktan sonra) Resû-
lüllah, “Bu (gelen) Cibril’dir, insanlara dinlerini öğretmek için
128
geldi.” buyurmuştur.
Her Müslüman, Cenab-ı Allah’ın zaman zaman insanlara pey-
gamberler gönderdiğine, Kur’an-ı Kerim’de adı bulunsun
veya bulunmasın, aralarında herhangi bir ayrım yapmaksızın
129
hepsine birden inanmakla yükümlüdür. Bununla birlikte o,
Kur’an’da adı geçenler veya Peygamber’imiz (sav) tarafından
bildirilenler dışında herhangi bir kimseyi, hakkında kesin
hükümler bulunmadığı için peygamber olarak kabul etmekle
sorumlu değildir.
130
Yüce Allah katında din tekdir ve adı da İslam’dır. Gerek
Kur’an-ı Kerim ve onu tebliğ eden Hz. Muhammed gerekse
bütün ilahi kitaplar ve onları tebliğ eden peygamberlerin
hepsi aynı dini tebliğ etmişlerdir. İslam, başlangıçtan sonuna
kadar bütün insanlığı kucaklayacak nitelikte bir dindir. Dola-
yısıyla bütün peygamberlerin tebliğ ettikleri din aynıdır. An-
cak insanlığın değişen ihtiyaçları doğrultusunda esasta değil
teferruatta bazı değişiklikler olmuş ve bu din, Hz. Muham-
131
med zamanında kemale ererek tamamlanmıştır.
“Müslüman’ım.” diyen bir kimse, peygamberler arasında her-
hangi bir ayrım yapmadığı gibi birine inanıp bir başkasına
veya onların bir kısmına inanmıyorum diyemez. Çünkü pey-
gamberlerden bazılarına inanıp bazılarına inanmamak küfür
olup, insanı dinden çıkarır. Bu konuda Cenab-ı Allah: “Allah’ı
128 İbn Hanbel, 1,28; Buhari, “İman”, 37; Müslim, “İman”, 5.
129 Bakara, 2/285; Nisa, 4/164.
130 Âl-i İmran, 3/19.
131 Maide, 5/3; Rıza Nur, Kur’an Nedir, İstanbul, 1927, s. 7.