Page 33 - Hz_Nuh
P. 33
32 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
dan mahrum olanların seçme hakları yoktur. Ayrıca dinde
bilgi ile birlikte seçme olgusu da önemlidir. Dolayısıyla âlim
ve akıllı olmak dindar olmak için yeterli değildir. Zira dindar
olmak için dini hem bilmek hem de sevmek lazımdır. Geçmiş-
ten günümüze dinin kaynağının akıl olduğunu ileri sürenler
veya başka bir ifade ile aklı din yerine koyanlar olmuştur. Fa-
kat akıl en iyi bir idrak vasıtası olmakla birlikte kalbin bütün
hallerine hâkim olamamakta ve ruhun bütün varlığına uyum
sağlayamamaktadır. 46
Hak dinin ayırt edici özelliği, akıl sahiplerinin kendi özgür
iradeleri ile onu seçmesi sonucu insanı hayra götürmesidir.
Başka bir ifade ile hak dinin gayesi veya hedefi, zorla değil
seve seve hayır yapmak isteyen insanlar yetiştirmektir. Bu se-
beple hayrın fâilidir. Onun insanı hayra yönlendirmesi zorla
değildir. İyi ile kötüyü bildirerek insanın severek ve isteyerek
hayra yönelmesini ister.
Dinin özünü fıtrîlik (tabiilik) yani insanın eğilim ve kabiliyet-
lerine uygunluk teşkil eder. Hamdi Yazır dinin fıtrî ve kesbî
iki kaynağı olduğunu, fıtratın ilahi yönlendirmenin sonucu
olarak sırf ilahi olduğunu, kesbî olanın ise çevresel faktörler-
den etkilenebildiğini, insanı fıtratın aksi istikamete yönlendi-
rebildiğini söyler. Ona göre din fıtratı değiştirmek için değil,
fıtrattaki genel mutluluk ve huzuru geliştirmek için vardır.
47
Bunun için “dinde zorlama yoktur” buyrulmuştur. Dini bil-
meyenlerde ve bildiği halde uygulamayanlarda dinin tecellisi
görülmez. 48
Din, isteğe dayalı olarak işlenen fiillerin iyiliğine ve kötülüğü-
ne göre, sonunda iyi ve kötü bir sonuca ulaşacağına inanarak,
Allah katındaki en güzel sonuca ulaşmak için tutulacak yol
46 Yazır, s. 1/84-86.
47 Bakara, 2/256.
48 Yazır, s. 1/89, 6/3824-3825.