Page 235 - Hz_Nuh
P. 235

234  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



              798
           di!”  ifade buyrularak, Tufan olayı gerçekleştikten sonra, ge-
           miye alınanlar dışında, bütünüyle Hz. Nuh’un kavmi cezalan-
           dırılmış ve Cenab-ı Allah’ın emriyle bu felaket son bulmuştur.
           Yeryüzünün bütünüyle sularla dolması ve kâfirlerin tamamıy-
           la helak olmasından sonra, Cenab-ı Hakk’ın doğrudan yere
           suyunu yutmasını ve göğe de suyunu tutmasını emretmesi ve
           onların bu emri yerine getirmesi, O’nun kudretinin ne kadar
           büyük olduğunu göstermektedir. 799
           Bernhard Heller’in “Nuh sulara yatışmasını emredince gemi
                            800
           Cudi Dağı’na iner.”  şeklindeki beyanı, yukarıda zikrettiği-
           miz Kur’an ayetiyle tamamen çelişmektedir. Zira Tufan olayı-
           nı başlatan ve durduranın Hz. Nuh değil, bizzat Cenab-ı Allah
           olduğu Kur’an-ı Kerim’de açık bir şekilde beyan edilmektedir.
           Ayrıca İslam inancına göre, peygamberler istedikleri zaman
           mucize gösteremez. Mucizeler peygamberlik özelliklerinden
           olmakla birlikte, bu konuda onların bireysel katkısı söz konu-
           su değildir.
            Gemi ile birlikte Tufan’dan sağ olarak kurtulanlara; “Denildi
           ki: “Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan gruplar üzerine biz-

                                              801
           den selam ve bereketlerle gemiden in!”  buyrulur. Maturidî, o
           gün Hz. Nuh’un yanında grupların değil sadece birkaç kişinin
           bulunduğunu ileri sürmektedir. Ona göre, ayette ondan son-
           ra gelecek gruplar kastedilmektedir. Zira bu ifade, bütün ne-
           bilerin ve resûllerin şeriatları farklı olsa bile dinlerinin aynı
           olduğuna işaret etmektedir. Çünkü ayette sözü edilen grup-
           lar, şahsen Nuh aleyhisselam ile birlikte değillerdi. Bu gerçek,
           onların aynı dine mensup olduklarını göstermektedir demek-
                802
           tedir.
           798   Hud, 11/44.
           799   Mehmed Vehbi, s. 6/2348.
           800   Heller, s. 9/345.
           801   Hud, 11/48.
           802   Maturidî, Te’vilat, s. 7/204.
   230   231   232   233   234   235   236   237   238   239   240