Page 361 - islam
P. 361
336 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
vap vermekten, peygamberlik iddiasında bulunan yalancı
peygamberler olayını takip etmekten ve mescitte namaz kıl-
dırmaktan geri durmadı. En son akşam namazını kıldırdı ve
sonrasında Hz. Ebu Bekir’i yerine namaz kıldırmakla görev-
lendirdi.
Hz. Peygamber, hastalığı esnasında Hz. Aişe’nin evinde kalı-
yordu. Kalan mal varlıklarının sadaka olarak fakirlere veril-
mesini emretti. Hastalığı esnasında hayatta kalan tek çocuğu
Hz. Fatıma gündüzleri sık sık gelip babasını ziyaret etti. Bu
esnada babasının hasta hâline üzülüp ağlayan Fatıma’ya Hz.
Peygamber: “Yavrum niçin ağlıyorsun? Yerde ve gökteki kadın-
ların içinde en hayırlısı olmak sana yetişmez mi”? dedi. Arka-
sından da “Ey Peygamber’in kızı Fatıma! Sen, ahiret gününün
sorumluluğundan kurtulacak hayırlı işler yapmaya bak, Pey-
gamber kızı olmak sana bir şey kazandırmaz, ben seni o günün
dehşetinden kurtaramam!” (Buhari, Vesâyâ, 11; Müslim, İman,
348-352) diye ekledi.
Hz. Peygamber hastalığı esnasında bile dinî telkinlerden geri
durmadı. Dinî ve sosyal konularda pek çok emir ve tavsiye-
leri oldu. Bir ara iyileşir gibi oldu, mescitte Hz. Ebu Bekir’in
arkasında sabah namazını bile kıldı. Odasına döndükten son-
ra öğleye doğru nefesi ağırlaştı: “Ya Rab, ölüm şiddetine karşı
bana kolaylık ver, canımı tatlılıkla al.” diye dua etti. “Namazı-
nız ve elinizde bulunan köleler hakkında dikkatli olun.” uyarı-
sını yaptı. Elini kaldırdı ve parmağıyla semaya işaret ederek
“Refik-i a’lâ’ya/Yüce dosta…” dedi ve eli yanına düştü (Buhârî,
Rikâk, 42). Gözleri semaya dikili kaldı.
Hz. Peygamber hicretin on birinci yılında hastalanmış, üç
gün insanların arasına çıkamamış ve doğum günü olan Re-
biü’l-Evvel ayının 12. günü dünyadaki görevini tamamlayarak
ahirete göçmüştür.
Hz. Peygamber’in vefatı haberi Müslümanlar arasında duyul-
duğu zaman büyük bir üzüntüye sebep olmuş, bazıları bu acı