Page 347 - islam
P. 347
322 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
3. Müslümanlar Mekkelilerden hiç kimseyi yanlarına alıp
Medine’ye götürmeyecek. Medine’ye gidenlerden Mek-
ke’de kalmak isteyenlere kalmaları için izin verilecek.
4. Mekkeli Müslüman veya müşriklerden biri Medine’ye
gidip sığınırsa iade edilecek ve Kureyş’e teslim edilecek.
Fakat Müslümanlardan biri Mekke’ye gelirse Kureyş onu
teslim etmeyecek.
5. Çevrede bulunan Arap kabileleri istedikleri taraf ile bir-
leşmekte serbest olacak.
6. Bu antlaşmanın süresi on yıl olacak.
Burada baştan sona Müslümanların aleyhine gibi görünen
meşhur Hudeybiye Antlaşması karşılıklı olarak taraflarca im-
zalandı. Hz. Ömer buna karşı çıktı ve ağır denebilecek söz-
lerle eleştirdi. Müslümanlar üzgün bir vaziyette Hz. Peygam-
ber’in talimatı doğrultusunda kurbanlarını burada kestiler ve
Hudeybiye’de on gün kaldıktan sonra Medine’ye geri dönmek
için yola çıktılar.
Yolda “Biz sana büyük bir fetih ve zafer verdik.” ayetiyle başla-
yan “Fetih” suresi nazil oldu. Bu sure Müslümanları rahatlattı.
Bu antlaşma ile müşrikler Medine Devleti’ni ve Müslümanları
resmen tanımıştır. Böylece Mekke tehdidi en azından on yıl
için ortadan kalkmıştır. Mekke ile Medine arasındaki gergin-
liğin ortadan kalkması iki taraf arasında karşılıklı ziyaretlere
imkân sağlamıştır. Bu durum zamanla Müslümanların lehine
bazı gelişmelere vesile olmuştur.
Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra Hz. Peygamber, çevredeki
diğer insanlarla ve diğer din mensubu toplumlarla ilgilenme-
ye başladı. Hz. Peygamber, hicretin altıncı yılında evrensel
mesajın çevre ile ilişkilerini tesis için, komşu toplum ve mil-
letlerin liderlerini İslam’a davet amacıyla elçilerle mektuplar
gönderdi. Bu çerçevede Bizans İmparatoru Heraklius’a Dıh-
yetü’l-Kelbi, İran Kisrası Hüsrev Perviz’e Abdullah b. Huzafe,