Page 150 - Hz_Nuh
P. 150

Hz. NUH  149



                   485
             miştir.  Buna rağmen Hz. Nuh’un kavminde inanç yönünden
             zerre kadar bir değişim yaşanmamış, onlar inkârcı tutumları-
             na, sapık yaşantılarına ve putlara tapınmaya devam etmiştir.
             Hz. Nuh’un kavmini daveti ve buna karşılık onların yaptıkla-
             rı, hiçbir yoruma gerek duymayacak kadar açık bir şekilde,
             Kur’an-ı Kerim’de kendi adıyla müstakil bir şekilde yer alan
             surede şöyle ifade buyrulmaktadır:
             “Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye
             Nuh’u kendi kavmine gönderdik. Nuh şöyle dedi: Ey Kavmim!
             Şüpheniz olmasın ki, ben sizi, ‘Allah’a kulluk edin; O’na karşı
             gelmekten sakının ve bana itaat edin ki, Allah bir kısım günah-
             larınızı bağışlasın ve sizi belli bir vadeye kadar tehir etsin. (mu-
             aheze etmeden yaşatsın)’ diyerek apaçık uyaran bir kimseyim.
             Bilinmeli ki Allah’ın tayin ettiği vade gelince, artık o ertelen-
             mez. Keşke bilseydiniz. Nuh, ‘Rabb’im’ dedi: ‘Doğrusu ben kav-
             mimi gece gündüz Hakk’a çağırdım; fakat benim yaptığım çağ-
             rı onları daha da uzaklaştırdı. Kendilerini bağışlaman için ben
             onları ne zaman çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadı-
             lar, elbiselerini başlarına örttüler, ayak dirediler, kibirlendikçe
             kibirlendiler. Buna rağmen onları açıkça çağırmaya devam et-
             tim. Onlara yerine göre açık yerine göre gizli söyledim.’ Dedim
             ki: ‘Rabb’inizden bağışlanmanızı dileyin. O, çok bağışlayıcıdır.
             (Mağfiret dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin,
             mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin,
             sizin için ırmaklar akıtsın. Size ne oluyor ki Allah’a büyüklüğü
             yakıştıramıyorsunuz? Oysa sizi türlü merhalelerden geçirerek
             O yaratmıştır. Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle ahenk-
             tar olarak nasıl yaratmış! Onların içinde ayrı bir nur kılmış,
             güneşi de bir çerağ yapmıştır. Allah, sizi de yerden ot (bitirir)
             gibi bitirmiştir. Sonra sizi yine oraya döndürecek ve sizi yeni-
             den çıkaracaktır. Allah, onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz





             485   Nuh, 71/10-12; Mehmed Vehbi, s. 15/6160-6161.
   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154   155