Page 119 - Hz_ibrahim
P. 119

116  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                              Hz. İBRAHİM  117



 şünmüş olmaları mümkündür. Ancak Vani Mehmed Efendi,   Efendi “Mel’un, Allah’ın İbrahim’in atıldığı o büyük ateşi nasıl
 gelişen bazı olayları öne sürerek Hz. İbrahim ile Nemrud’nun   gül  bahçesine  ve  soğukluğa  dönüştürdüğünü  görmüş,  O’nun
 Tanrı olamayacağı konusunda aralarında yaşanan ve Kur’an-ı   zorunlu olarak değil kendi dilemesi ve kudretiyle fail olduğunu
             anlamıştır. Bu yüzden içindeki şüpheyi bastıramadığından şa-
 Kerim’de  de  yer  alan  tartışmasının  Hz.  İbrahim’in  ateşten
 342
 kurtulduktan sonra olduğunu iddia etmektedir.    şırdı ve tartışmaya son verdi. Tanrılık iddiasıyla sınırı aşan za-
             limlerden olduğu için verecek cevap bile bulamadı.”  346  demiştir.
 Vani’ye göre Hz. İbrahim ile Nemrud arasındaki tartışmanın
 sebebi kısaca şöyledir: Hz. İbrahim ateşten kurtulduktan son-  Nemrud ve kavminin ileri gelenleri, bir bayram günü putların
             kırılmasından sorumlu tuttukları Hz. İbrahim’i delilsiz olarak
 ra Şam’a göç ederek yerleşmiş ve bu arada büyük bir kıtlık
             cezalandırmayı  uygun  görmemiş,  suçunu  insanların  huzu-
 olmuştur. Buna karşılık Nemrud önceden tedbir alarak depo-
             runda itiraf ettirmek istemişlerdir. “O hâlde, onu, insanların
 larını bol miktarda buğday ile doldurmuştur. İnsanlar ihtiyaç-
             gözleri önüne getiriniz. Olur ki, onlar da kendisinin aleyhinde
 larını karşılayabilmek için onun huzuruna çıkmak zorunda
                                    347
             şahitlik  ederler!  dediler.”   ayeti  kerimesinden  de  anlaşıldı-
 kalmış,  Nemrud’da  huzuruna  çıkan  herkese  “Rabb’in  kim?”
             ğı gibi Hz. İbrahim kalabalık bir topluluk içinde Nemrud’un
 diye sorunca, oradakiler “Rabb’im sensin” cevabını vermiştir.
             huzuruna çıkartılmıştır. Hz. İbrahim’in ateşe atılması konu-
 Buğday almak için onun huzuruna çıkmak zorunda kalan Hz.
             sunda  yaptığımız  değerlendirmelerde  de  görüleceği  üzere
 İbrahim’e  de  aynı  soru  sorulmuş,  o  da  diğerlerinden  farklı
             Hz. İbrahim herkesin huzurunda sorgulanmıştır.  348   Hz. İbra-
 olarak “Rabb’im Allah’tır.” demiştir. Bunun üzerine Nemrud
             him onun yaptıklarının yanlış ve cehalet olduğunu, bu batıl
 kral olmasından kaynaklanan sahip olduğu güç ve bu gücü
             ve yanlışlardan vazgeçmesi gerektiğini söylemiştir. Buna çok
 tetikleyen gurur ve kibir sayesinde Hz. İbrahim ile tartışmaya
             bozulan ve kızan Nemrud, Hz. İbrahim’e ne demek istediğini
 343
 başlamıştır.
             sormuştur. O da; Nemrud ve kavminin Allah’a şirk koştukla-
 Hz. İbrahim’in Nemrud ile Allah hakkında tartışması her ne   rını, onun insanları batıla çağırdığını, onların kendi gücüne/
 kadar böyle bir sebep ile delillendirilse ve bazı kimseler de   otoritesine  tapmaları  gerektiğini  ve  kendisini  tanrı  olarak
 bu konuda benzer görüşler açıklasa da bu olay, Hz. İbrahim’in   kutsayıp kabul etmelerini söylediğini, oysa bunların şeytan
 putları kırmasından sonra ve ateşe atılmasından önce yaşan-  işleri  olduğunu  belirterek  onu  uyarmıştır.  Bunun  üzerine
 mıştır. Nitekim Ebussuud Efendi, Hz. İbrahim’in putları kır-  Nemrud, peki sen neye tapıyorsun ve benden başka tanrın
 dıktan sonra tutuklandığını, ateşe atılmasından önce de bu   var mı? Senin ve babanın rızkını ben verdiğim hâlde benim
 344
 tartışmanın yaşandığını nakletmektedir.   Süddi ise, genel   dinimden nasıl çıkabilirsin? diye sorunca; Hz. İbrahim, onun
             bu cüretine ve sözüne çok kızmış “Yalan söyledin ey Allah’ın
 olarak bilinenlerden farklı olarak bu tartışmanın Nemrud ile
 Hz. İbrahim arasında, onun ateşten çıktığı gün yapıldığını ve   düşmanı!”  diye  karşılık  vermiştir.    Hz.  İbrahim,  onun  Tanrı
 345
 yanlarında kimsenin olmadığını söylemiştir.  Vani Mehmed   olmadığı ile alakalı olarak ona ve yanındakilere hem onların
 342  Vani, s. 152.
 343  Vani, s. 152-153.  346  Vani, s. 154.
 344  Ebussuud, s. 1/563.  347  Enbiya, 21/61.
 345  İbn Kesir, Kısas, s. 1/129; Şihava, s. 2/126; Mahmud, s. 135-136.  348  Köksal, Peygamberler Tarihi, s. 1/154-155.
   114   115   116   117   118   119   120   121   122   123   124