Page 182 - Hz_Nuh
P. 182
Hz. NUH 181
Dolayısıyla müfessirlerin tamamının yaptığı değerlendirme-
ler ışığında onu gemi olarak tercüme etmek daha doğru ola-
caktır.
Hz. Nuh, ilahi buyruğu yerine getirmek için kendisine öğ-
retildiği şekilde gemiyi yapmaya başlayınca, kavminin ileri
gelenlerinden bazıları onun yanına geldiklerinde: “Önce pey-
gamber idi; şimdi de dülger oldu; bu gemi herhâlde karada
yüzecek.” derlerdi. Bazıları da oralarda deniz, vadi ve akarsu
bulunmadığı için insanlar günlük su ihtiyaçlarını bile kuyu-
lardan temin etmeye çalışırken, “Nuh gemiyi çöllerde, sahra-
606
larda yüzdürmek için yapıyor.” diye alay ederlerdi. Bu du-
rum Kur’an-ı Kerim’de:
“Nuh gemiyi yaparken, kavminin ileri gelenleri yanına uğra-
dıkça onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: ‘Bizimle alay ediyorsa-
nız edin bakalım! Ama iyi bilin ki sizin alay ettiğiniz gibi (gün
gelecek) biz de sizinle alay edeceğiz. Rezil edecek bir cezaya
kimin çarptırılacağını, sürekli azabın kimin başına geleceği-
607
ni, yakında göreceksiniz.” Bu ifadelerle Hz. Nuh’un yaşadığı
şartlar bir ibret levhası olarak belirtilmekte ve Müslümanlara
anlatılmaktadır. Ayrıca gerek Kur’an-ı Kerim’in bu ifadelerin-
den gerekse kavminin onu alay konusu yapmasından anlaşıl-
dığı kadarıyla, bazılarının iddia ettikleri gibi, Hz. Nuh’un gemi
yaptığı yerde deniz ve akarsu bulunmamaktadır.
Hz. Nuh, ayeti kerimede işaret edildiği gibi, gemi mucizesinin
gerçekleşmesinde Allah’a güvenmiş, kavminin kendisiyle alay
etmesine aldırış etmemiştir. Aksine onların yakın ve uzak va-
dede hem dünyada hem de öldükten sonra ahirette büyük
azap ile karşılaştıklarında, onlarla alay edeceğini açıklayarak
inkârcıları hem uyarmış hem de tehdit etmiştir. 608
606 Maturidî, Te’vilat, s. 7/192; Ebu Bekir İbn Arabi, s. 3/1058; Heller, s. 9/345.
607 Hud, 11/38-39.
608 Mehmed Vehbi, s. 6/2339-2340.