Page 64 - Microsoft Word - orjinal
P. 64

64                          GÖNÜL SOHBETLERİ

                            zimle ağlamış, yememiş bize yedirmiş, bizleri giydirmeden giyinmemiş-
                            tir. Ona ne kadar borçluyuz. Bizim için katlandığı sıkıntıları iyice düşün-
                            düğümüz de bu borcun hiçbir şey ile ödenemeyeceğini anlarız. Babamız,
                            bizler için, bizlerin rahat bir geleceği maddi- manevi bütün varlığını orta-
                            ya koyar, bizim rahatsızlığımızı kendi rahatsızlığı hisseder, sevincimizle
                            sevinir, üzüntümüzle de üzülür. Doğduğumuz andan itibaren, ailemizin
                            bizim için yaptıklarını düşündüğümüzde ve bu  yapılanları gözümüzün
                            önüne getirdiğimizde onların hakkının ödenemez olduğunu görürüz. Hz
                            Muhammed (sas), bir kişinin babası köle iken satın alıp azad etse, yine
                            esir olsa, tekrar alıp azad etse, yine de onun hakkını ödemiş olamaz bu-
                            yurmaktadır. Görüldüğü gibi insan için en değerli  şey olan, hürriyetin
                            defalarca bağışlanması bile, babanın hakkını ödemeye yetmemektedir. O
                            zaman, bizi  büyük sıkıntılarla 9  ay karnında gezdirip, kendi canından,
                            can, kanından, kan veren, bize sütünü veren, annemizin hakkını nasıl öde-
                            riz. Yine bir başka hadiste; “ Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, Anne-
                            babasından birinin veya her ikisinin yaşlılığı dönemine yetişip de, cenne-
                            te giremeyenin burnu sürtülsün.” buyrularak, cennete giriş onlara davra-
                            nış ölçüsünde kazanılmaktadır. Allah (cc) de onlara davranışı şöyle açık-
                            lamaktadır; “Rabbin, yalnız kendisine tapmanızı ve ana babaya iyilik et-
                            menizi hükmetmiştir. Eğer ikisinden biri veya her  ikisi, senin  yanında
                            iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı “öf” bile deme, onları azarlama,
                            ikisine de hep tatlı söz söyle. Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını
                            ger ve Rabbim, onlar, beni küçüklüğümde nasıl (koruyarak) büyüttülerse,
                            sen de onları öylece esirge, de” (İsra Suresi, 17/23-24)
                                Bilinmeli ki  sağlam bir toplum, aile yapısı bozulmamış ve yozlaş-
                            mamış toplumdur. İyi bir toplumun oluşturulması da sağlam aile bağları
                            olan aileler ile gerçekleşir. Bugün, ilişkilerin mekanik hale dönüştüğü ve
                            içinde yitip giderek yaşadığımız gündelik hayatımızda anne-babamızın
                            her zamandan daha çok sevgiye, ilgiye ve yakınlığa ihtiyaçları olduğunu
                            unutmamalıyız. Onlara sevgiyi  yaşarken hissettirmeliyiz. Bu davranışı-
                            mız, onları manevi olarak sarar, yalnızlık ve çaresizlik psikozundan kur-
                            tarır, güvenlerini ve  yaşama sevinçlerini artırır. Onlara olan sevgimizi
                            yüreğimizde büyüterek, sözlerimize ve davranışlarımıza yansıttığımız da
                            onları mutlu ederiz.
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69