Page 353 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 353
352 KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
Yüzyıldan itibaren temellendirilmiştir. “Sosyal bilim” terimi-
ni ilk defa Fransız yazar ve devlet adamı H. G. R. Mirabeau
1767’de kullanmıştır. XIX. Yüzyılda topluma has bilim olarak
ifade edilen sosyoloji sosyal bilim idi. XX. Yüzyıl ortalarından
itibaren sadece sosyoloji değil, antropolojiden psikolojiye, et-
nolojiye, tarihten dine hayatın her alanını kapsar hale gelmiş-
tir. Sosyal bilimler ahlak felsefesinden doğmuştur. Doğmasın-
da daha önceki dönemlerin Reform hareketleri, coğrafi keşifler
ilmi ilerlemeler, Sanayi İnkılabı, Fransız İnkılabı ve belki de en
önemlisi Aydınlanma hareketi bulunmaktadır. XIX. Yüzyıl baş-
larında Fransa’nın öncülük ettiği Pozitivizmin gelişmesiyle po-
zitif felsefe ya da sosyal bilim, ahlak felsefesinin yerini aldı. Po-
zitivizmin kurucularından Fransız filozof A. Comte (ö.1857),
pozitivizmle, yeni bir ilim ve buna bağlı varlık anlayışı ortaya
koydu. Bu anlayışı bilime, olguya ve doğaya dayanacaktı. Spe-
külatif ve dinî olana karşı olgusal olanı, belirsiz olana karşı ke-
sin olanı vurgulayarak insanlığın teolojik ve metafizikten sonra
ulaştığı son aşamanın pozitivizm veya olgusallık olduğunu id-
dia etti. Bu temel varsayımdan hareketle “sosyal fizik” olarak da
adlandırdıkları sosyal bilimlerin yönteminin, doğa bilimleri ile
aynı olduğunu ileri sürdüler. Bunun anlamı şu idi: bir faaliyetin
bilim (science) vasfı kazanabilmesi için doğa bilimlerinin evren
hakkında kazandığı başarıların benzerlerinin, sosyal bilimlerin,
toplum üzerine yapacakları çözümlemelerde elde etme şartına
bağlıydı. Sosyal bilimciler de sosyal yasalar dedikleri birtakım
yasalar üzerinden toplumu inceleyen bilimi bulduklarını bu-
nun da sosyal bilim olduğunu iddia ettiler. Yine Fransız düşü-
nür Emile Durkheim (ö.1917), “Sosyolojik Yöntemin Kural-
ları” adlı kitabında “sosyal gerçekliğin” bir “şey” gibi incelen-
mesi gerektiğini savundu. Bu yaklaşımlara Almanya’dan itiraz